Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Eylül Ayı Meclis Toplantısı, KSO Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Meclis Başkanı Hasan Tahsin Tuğrul’un yönetiminde gerçekleşen toplantıda Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ve Meclis Üyeleri hazır bulundu.
Meclis Toplantısının konuğu, İSU Genel Müdürü Ali Sağlık ve Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı, Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oral Erdoğan oldu. Meclis Başkanı Tuğrul’un toplantıyı açmasının ardından KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu söz alarak ekonomik değerlendirmelerde bulundu, aylık faaliyetlerini paylaştı.
Ayhan Zeytinoğlu’nun konuşması için Tıklayınız
İSU Genel Müdürü Ali Sağlık söz alarak, “Kocaeli olduğuna göre içinde yaşadığımız şehrin son durumu nedir diye bilgi vermek istiyorum. 2023 yılı sonu itibariyle 2 milyon 102 bin nüfusa sahibiz. 923 bin abonemiz var. 2023 yılı sonu itibariyle şehre 183.3 milyon metreküp su verdik. Bu suyun 169.8 milyonunu arıttık. Bu arıtmanın tamamı biyolojik arıtma olarak gerçekleşti ve bu arıtmanın yüzde 73’ü de ileri biyolojik olarak gerçekleşti. Bu aşamada Türkiye’nin en ileri seviyesinde olan iliz. 2 tane arıtma tesisimiz kaldı onları da ileri biyolojik arıtmaya çevirdiğimiz zaman Kocaeli Türkiye’nin ileri biyolojik arıtma konusunda da lider şehri olacak. Şu anda 13 tane içme suyu arıtma, 23 tane de atık su arıtma tesisimizi işletmekteyiz.
Şu anda mevcutta, normal şartlarda 260 milyon metreküp su kapasitemiz var. Kocaeli’nin sanayi şehri olması, sürekli göç alması ve nüfusun artış hızına bakıldığı zaman Kocaeli’nin yeni su kaynaklarına ihtiyacı olduğunu biz çok önceden tespit ediyoruz çünkü su yatırımları günübirlik yapılacak yatırımlar değil. Önceden planlanıp gerçekleştirilmesi gereken, ihtiyaç olduğunda da kullanılması gereken yatırımlar. Kocaeli 2060 yıllarında 4,5-5 milyon nüfusa ulaşması planlanan bir şehir. Bizim de su rezervimizi buna göre planlamamız gerekiyor. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor. Peki barajımızın ya da su kaynaklarımızın şu andaki durumu nedir? Şu anda Yuvacık Barajı yüzde 33 seviyesinde. Geçen yıl aynı gün yüzde 61 seviyesindeydi. Gidişatın nereye doğru gittiğini görmeniz açısından bu rakamları veriyorum. Geçen yıl baraja aynı gün 95 bin ton su girerken, bu yıl aynı gün 45 bin metreküpe düştü. Bu bir ay önce 35 binlere kadar düştü. Yani su kaynakları açısından iyiye gitmiyoruz. Bizim hem tasarrufa hem de yeni kaynaklara ihtiyacımız var.
Sanayide kuyu suyu kullanımındaki azalışın sağlamış olduğu katkı ile de geleceğimiz için hayati öneme sahip yeraltı suyu da koruma altına alınmaktadır. Kocaeli’de geri kazanılmış atık sular; sanayide proses suyu olarak, atıksu arıtma tesisi içinde saha yıkama ve yeşil alan sulama suyu olarak, atıksu arıtma tesisi içinde çamur susuzlaştırma ünitesinin proses suyu olarak belediyelerde yeşil alan sulama suyu olarak kullanılmaktadır. Geri kazanım suyu kullanılan sektörler; petrol rafineri sınai gaz üretimi, rulo çelik/ saç işleme, lastik üretimi, enerji üretimi, piston üretimi, otomotiv, çelik, ambalaj sanayiinde yavaş yavaş kullanılmaya başlandı.
2023 yılı sonu itibariyle Kocaeli’de sanayinin kullandığı su 42,9 milyon metreküp. Bunun 15,1 milyon metreküpü geri kazanım suyundan kazanıldı. Bu Türkiye’deki en yüksek geri kazanım suyunun kullanımı. İnşallah hep beraber bu oranı çok daha yukarılara taşıyacağız. Şu anda şebeke suyunun kullanımı sanayide yüzde 37, kuyu suları yüzde 28, geri kazanım suyu da yüzde 35. Geçen yıl ile bu yılı karşılaştırdığımız zaman geri kazanım suyu kullanımında yüzde 20’lik bir artış var. Bu hususta ne yapabiliriz diye uzun zamandır çalışıyoruz.
Sizin çekincelerinizi anlıyorum. Sanayicilerimizle toplantılar yaptık. Bir çekingenlik var bu konuda ama gelecek çok parlak görünmüyor. İklim değişikliğinin etkileri artıyor. Su kaynaklarımız sınırlı. Kocaeli’nin şöyle bir dezavantajı var. Su kaynaklarının tamamına yakını şehrin güneyinde ama asıl tüketici şehrin kuzeyi ve batısında. Bizim Gebze tarafında sadece 8 milyon metreküplük bir kapasitemiz var. Yerel kaynaklar dediğimiz kaynaklar hep karşı tarafta. O yüzden bir geri dönüşüm suyunu sanayide çok rahatlıkla proses suyu olarak kullanılabileceği kanaatindeyiz. Sanayi Odası Başkanımız Ayhan Bey’e ben buradan teşekkür ediyorum. Bu konuda bizi hep destekliyor, yanımızda olacağını söylüyor. Biz samimiyetine güveniyoruz. Sizleri bu konuda çalışma yapmaya davet ediyoruz.
Biz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak elimizi taşın altına koymaya hazırız. Üzerimize düşen ne varsa yapmaya da hazırız. Bu hem bizim açımızdan hem sizin açınızdan gelecek yönlü baktığımızda olmazsa olmazımız. Sizin açınızdan en büyük avantaj artık kesintisiz bir su kaynağına sahip olacaksınız. Arıtma suyundan alacaksınız bu suyu. Benim suyumda sıkıntı yaşanır mı diye düşünmeyeceksiniz. Siz nasıl bir suya ihtiyaç duyarsanız arıtma modelimizi biz o şekilde gerçekleştirir, size o suyu ulaştırırız. Bu kent hepimizin kenti. Kocaeli atık su konusunda yaptığı çalışmalarla öncü oldu, geri dönüşüm suyunda da hep beraber bu kenti öncü bir kent haline getirme konusunda iş birliğine davet ediyorum, hepinize de teşekkür ediyorum” dedi.
Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Oral Erdoğan ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Kocaeli Sanayi Odası’nı tebrik ediyoruz. Bizim verdiğimiz hizmetlerden kalite kapsamında önemli bir performans gösterdiği için biz onur duyuyoruz. Kocaeli bölgesinde daha fazla iş yapmak için Türk Loydu’nun hazır olduğunu belirtmemizde fayda var. Türkiye’de sanayide hemen hemen en önemli projelerde Türk Loydu var. Kocaeli sanayisinde gidip başka loydlara iş yaptırmanız bizi gücendirebilir. Türk Loydu hepimizin kuruluşu, milli kuruluş. Vakıf olarak da kurulduğu için ana olarak kar amacı yok ama ticari şirket tarafında da faaliyetlerini yürütebilecek şekilde yatırım yapıp büyümemiz gerekiyor. Şu anda dünyada bizim ciromuz 15-20 milyon dolarsa rakibimizinki 10-15 milyar dolar. O yüzden çok ciddi bir yatırım gereksinimimiz var.
Konumuz ‘Kararsız Denge’ kavramı. İkincisi Türkiye’de rasyonel ekonomi dediler 2023 mayıs-haziran. Bir seneyi geçtik. Çok mu memnunuz, ya da kimler memnun kimler değil? Üçüncüsü sanayicilerde sorun var mı? Her şeyi için acil eylem planı var. Bakıyorsun eylem planları hep afetle ilgili. Ekonomide hep afet var, niye eylem planı yapmıyoruz? Mümkünse böyle bir şeyin Türkiye ekonomisinde yapılması gerektiğine inanıyorum. Sorunlar bunlar, sorular da bununla ilgili. Küresel ekonomide stres var mı diye bakacağız.
Amerika ve Çin ekonomisi birbirleriyle relatif bir büyüme dengesi oluşturuyor gösteriyor gibi görünüyor. Amerika nispeten 2,5-3’lerdeki bir büyümeyle mutlu, Çin’e de eskiden olduğu gibi yüzde 9, 10’larla değil, yüzde 5-6-7’lerle mutlu ol olayı kabullendiriliyor. Bu süreç daha iyi anlaşılmalı. Önümüzdeki yıllar böyle seyredebilir diye düşünüyorum. Bir sistemde iki oyuncu birbirlerine çok dokunmadan hareket etmeye devam ederlerse daha mutlu olabileceklerini keşfedebiliyorlar. Bunu keşfetmeye başladıklarını düşünüyorum. Avrupa Birliği ne yapıyor bu arada? Amerika ve Çin kararlı bir şekilde büyüme adımlarını atmaya başladılar. Avrupa Birliği’nde son 4 çeyrekte genel anlamda toparlanma başlamış. Yani AB de Çin ve Amerika’nın bu kararlı dengedeki büyümesinden mutlu olmak zorunda görünüyor. Çünkü yıllardır çok stresli bir süreç yaşadı. Ancak toparlanmaya başlayabilir. Çin’in ithalatı artıyor. Bir taraftan küresel sıkıntı mı geliyor, sorun mu zannediyorsunuz ama Çin, daha da ucuz mal buldukça üretimi daha da artırmaya doğru hamle yapıyor. Çin çok ciddi bir şekilde şanslı bir duruma dönmüş. Geçmişte böyle değildi. Çin ithalat yaptığı için mal fiyatları çok yukarı gidiyordu, 2008 öncesi özellikle. Şimdi ise tersine dönmüş. Küresel diğer oyuncular sıkıntı çektiği için, üretim tüketim diğerlerinde daraldığı için, fırsat bilen Çin üretime devam diyebilmiş. Çok ciddi bir relativ büyüme şansı yakalamış Çin. Amerika da bu istediği yüzde 2,5-3 büyümeyi zaten sağlıyor. Amerika faiz verim eğimine baktığımızda bu grafiğe göre, bir ay önceye göre 2 yıllığın yüzde 1 puan aşağı gelmiş olması çok büyük olasılıkla piyasa oyuncularının FED kararının 25 baz puan değil 50 baz puan gecelikte indirebileceğini gösteriyor.
Türkiye ekonomisinde öncelikler diye baktığınızda enflasyon düşüşü gerçekçi mi, yeterli mi? İkincisi büyüme neden yavaşlıyor? Büyümenin yavaşlamasının sebebi mutlu edici olmalıdır. Büyüme ikinci çeyrek çok net yavaşladı, bence o da sonradan revize edilecek. Yüksek açıklandı bence. Üçüncü çeyrek belirgin bir şekilde negatif olma durumu var. Deprem, inşaat vs. nasıl toparlar bilemiyorum. Diğer konu, cari açık kapanması anlamlı mı? Cari açık ne zaman kapanıyorsa ekonomi çöküyor Türkiye’de. Marifet cari açık kapalıyken ekonomiyi büyütmek. İşgücü maliyetlerinin durumu diyoruz. Bu tam bir paradoksa döndü Türkiye’de. Bir taraftan insanların paraya ihtiyacı var, öteki taraftan da sanayicinin de üretmesi gerekiyor ki Türkiye büyüsün. Böyle bir paradoks. Bunun çözülmesinin yöntemleri var.
Türk sanayisinin sorunu var mı? Bilanço mantığıyla baktığınızda aktif tarafta, rekabetçi fiyat oluşturamadığınızı düşünüyorum. Rakiplerinize kıyasla istediğiniz fiyatı koyamayacağınızı düşünüyorum. Üretim faktörlerinin başta işgücü ve sermaye olmak üzere yeterli olmadığını, sermayenin yabancılara göre dezavantajlı maliyette olduğunuzu-Türkiye olarak diyorum. Teknolojiye uyum, yatırımların yenilenmesi ve büyüme gereksiniminiz var, gerektiği kadar yeni teknolojilere adım atamıyorsunuz. Kocaeli sanayi yerleşim ve lojistik politikasının durumundaki sorunlar anormal devam ediyor diye düşünüyorum. Şirketlerin aktif tarafta makro gelişmelere karşı dayanıklılığında sorun olduğunu düşünüyorum. En ufak bir dış uyarıcı firmaları çok zora sokabilir. Sermaye sağ tarafta, finansmana erişim sıkıntıları bir tarafta.
Sanayicinin eylem planı olabilir mi? sorularıyla ilgili, PIM endeksi çok olumlu seyretmiyor. Türk sanayisine indik temel olarak. Öncü verilerinizde, sizden oluşan ankette çok olumlu değilsiniz. Ben dünya için olumlu konuştum ya hep. Burayı aşmak için bir hızlı eylem planı gerekiyor. Konkordato talepleri son 20 gün içerisinde hızla hareketlendi. Ara malı ithalatı bir bağımlılık iken bir ülkede üretim için onu yavaşlatan bir kur politikası yanlışı acilen çözülmesi gereken bir durum. Firmaların birbirini daha yakından tanıması gerektiğini düşünüyoruz. Tedarik zinciri kırıldı diyorlar, kırılmadı. Pandemi sayesinde anormal bir talep patlaması olunca senin taşıma araçların, sistemlerin buna henüz hazır değildi ve şu anda muazzam bir şekilde güçlendiler lojistik firmaları. Zincir güçlendirilmek zorunda kalındı. Lojistik sektörüne daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Kocaeli Sanayi Odası da bir öncülük yapabilir, imalat sanayiine dayalı ihracat eylem planı nasıl olmalı diye.”