KSO ve İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, kamuoyunda AB algısını ölçen 2017 araştırma sonuçlarını Brüksel’de açıkladı.
Türkiye ve AB arasında Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısına katılan KSO Başkanı, toplantıda 18-19 Kasım 2017 tarihlerinde, 18 ilde, 1311 kişi ile yüz yüze görüşme metodu ile yapılan araştırma sonuçlarını katılımcılarla paylaştı. Araştırma AB üyeliğine olan desteğin, yüzde 78,9 ile oldukça yüksek bir düzeyde olduğunu gösteriyor. Buna rağmen, Türkiye’nin yakın gelecekte AB üyesi olabileceğine olan inanç daha düşük. Yüzde 31,2 Türkiye’nin AB üyesi olacağına inanırken, yüzde 68,8 üyeliğin yakın bir gelecekte gerçekleşeceğine inanmıyor.
Başkan Zeytinoğlu, anket sonuçlarını değerlendirdi: “Anket sonuçları Türk halkının hala büyük ölçüde AB üyeliğini desteklediğini ortaya koydu. Türk halkı, refah ve istikrar beklentisi ile AB üyeliğini desteklemeye devam ediyor. Ancak destek oranı geçen seneye göre yüzde 3 artarak, yüzde 78,9’u bulurken, aynı kişilere Türkiye’nin yakın bir gelecekte AB üyesi olacağına inanıp inanmadıkları sorulduğunda, olumlu beklenti oranı yüzde 31’e düşüyor. Yani AB hedefine yönelik bir inanç ve güven bunalımı söz konusu. Tüm taraflara düşen, AB üyeliğini destekleyen 80 milyonluk bir ülke için AB rüyasını yeniden canlandırmak ve geçekleştirmek olmalı”.
İKV Başkanı Zeytinoğlu kamuoyu yoklamasının diğer bazı ilgi çeken sonuçlarını da yorumladı:
“Kamuoyunun AB algısını ölçen çalışmamız önemli ipuçları içeriyor. Örneğin, Türk halkının AB üyeliğine desteğinin arkasında refah artışı, serbest dolaşım ve demokratikleşme ile ilgili istek ve beklentiler yatıyor. Yine katılımcılar Türkiye’nin AB üyeliğini engelleyen başlıca unsurlar arasında ekonomik nedenleri, AB’nin çifte standartlarını, önyargıları ve kültürel farklılıkları görüyor.
AB’nin Türkiye’ye yaklaşımında neler yanlış, bu süreçte ne doğru gitmiyor gibi soruların yanıtları da anket sonuçlarında gizli. Türkiye ve AB ilişkilerinde en önemli konular nedir diye sorulduğunda, aslında başta katılım müzakereleri gelmesi gerekirken, vize ve gümrük birliği ile mülteci işbirliği geliyor. Yani Türkiye’yi AB’ye yakınlaştırmanın temel mekanizması olması gereken katılım müzakereleri süreci işlemiyor. Halk da bunu gayet güzel anlamış. Diğer bir önemli tespit de şu: Kamuoyu AB’yi Türkiye’nin birinci ekonomik partneri olarak görürken, siyasi müttefik ve ortak olarak kimi görüyorsunuz diye sorulduğunda, AB ikinci sırada kalıyor, birinciliği Rusya ve Türki Cumhuriyetler alıyor. Bu da halkın AB’nin Türkiye için ekonomik öneminin farkında olduğunu ancak siyasi olarak AB’yi yeterince Türkiye’nin yanında görmediğini ortaya koyuyor.”
İKV Başkanı, anket sonuçlarının Brüksel’de yapılan Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısında açıklanmasının da ayrıca önemli olduğunu belirtti: “2017 kamuoyu yoklaması sonuçlarını Brüksel’de yapılan Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısında açıkladık. Burada Avrupa Komisyonu ve diğer Avrupa kurumlarındaki muhataplarımıza önemli bir mesaj da vermiş olduk. AB ile ilişkilerde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türk halkının AB üyeliğini desteklemeye devam etmesi önemli. AB’nin de bunun gereğini yerine getirmesi ve Türk halkının haklı beklentilerini karşılamak için gerekli adımları atması lazım. Bunun için de Türkiye’nin AB sürecini siyasi mülahazalarla engellemek yerine, yeni fasılları gecikmeksizin açarak, gümrük birliği güncelleme sürecini başlatarak ve vizeleri kaldırarak AB gerekli adımları atmalı”.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından Realta Kamuoyu Araştırma Şirketi ile birlikte yapılan anketin diğer ilgi çekici bulguları şu şekilde:
-Türkiye’nin AB üyeliğini destekleme sebepleri arasında, en başta refah ve ekonomik kalkınma beklentisi (yüzde 48.3), AB’de serbest dolaşım, yerleşme ve eğitim imkanı (yüzde 38,1) ve demokrasi ve insan haklarında iyileşme (34,5) geliyor.
-AB üyeliğine karşı çıkanlar için, karşı çıkma sebepleri üyeliğin kimlik ve kültüre zarar vereceği endişesi (yüzde 25,2), AB’nin geleceği olmadığı algısı (yüzde 24,6), AB’nin Türkiye’ye karşı çifte standart uyguladığı inancı (yüzde 23,5) ve üyeliğin bağımsızlık ve egemenliği zedeleyeceği görüşü (yüzde 17,2) olarak sıralanıyor.
-Anket sonuçlarına göre, Türkiye’nin AB üyeliğinin önündeki başlıca engeller şunlar: ekonomik nedenler (yüzde 46,6), çifte standart politikası (yüzde 44,3), AB kamuoyundaki önyargılar ve algılar (yüzde 25,3), dini ve kültürel farklılıklar (yüzde 23,6),
-Türkler için AB’nin ne ifade ettiği ise şu şekilde ortaya çıkıyor: gelişmişlik ve refah (yüzde 41,4), demokrasi ve özgürlük (yüzde 30,8), sınırsız serbest dolaşım alanı (yüzde 26,5), kültür ve uygarlık (26,2),
-AB yüzde 27,8 ile Türkiye’nin en başta gelen ekonomik ortağı olarak görülürken, Türkiye’nin belli başlı siyasi ortakları arasında yüzde 24,1 ile Rusya ve Türki Cumhuriyetlerin ardından ikinci sırada geliyor. Ekonomik ortak olarak AB’yi, yüzde 19,3 ile Rusya ve Türki Cumhuriyetler, yüzde 18,9 ile Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkeler ve yüzde 18,6 ile Orta Asya cumhuriyetleri izliyor. Siyasi ortak ve müttefik olarak ise Rusya ve Türki Cumhuriyetler ile AB’yi, yüzde 23,6 ile Ortadoğu ülkeleri ve yüzde 4,3 ile ABD takip ediyor.
-Türkiye ve AB ilişkilerinde en önemli olarak görülen konuların başında, yüzde 32,8 ile vize serbestliği geliyor. Bunu, gümrük birliğinin güncellenmesi (yüzde 31,3) ve mülteci işbirliği (yüzde 27,9) izliyor. Katılım müzakereleri yüzde 6,1 ile dördüncü sırada geliyor.