-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk: “Çevre konuları Türkiye’de fantezi olmaktan çıktı” dedi.
-Kocaeli’de düzenlenen ‘çevre’ toplantısında konuşan Prof. Dr. Mustafa Öztürk gelişmiş ülkelerde artık atıkların depolanarak bertaraf edilmesinin en son çare, ilkel, bir yöntem olarak kabul edildiğini belirterek, değerlendirilebilir atıkların geri kazanılması gerektiğini söyledi.
KOCAELİ- Kocaeli Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Çevre Sorunları ve Çözüm Önerileri İstişare Toplantısı”nda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk: “Çevre konuları Türkiye’de fantezi olmaktan çıkmalı ve bir sanayi sektörü olmalı” dedi. Prof. Dr. Mustafa Öztürk gelişmiş ülkelerde artık atıkların depolanarak bertaraf edilmesinin ilkel bir yöntem olarak kabul edildiğini belirterek değerlendirilebilir atıkların geri kazanılması gerektiğine dikkat çekti. Bazı sektörler için ‘sıfır atık modeli’ni önerdi. Prof. Dr. Mustafa Öztürk atıksu arıtma tesisi işleten firmalara müjde vererek, arıtma tesisinin işletilmesindeki elektrik giderinin yüzde 50’sinin Bakanlık’tan geri alınabileceğini belirtti. Tabi ki hukuki şartlar sağlanmak kaydıyla.
Kocaeli Sanayi Odası Meclis Başkanı Hasan Tahsin Tuğrul’un yönettiği, Çevre Yönetimi Genel Müdürü Muhammet Ecel ve Çevresel Etki Değerlendirme Genel Müdürü Mustafa Satılmış ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mehmet Ersan Aytaç, Müdür Yrd. Cengiz Öztürk, KSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis ve Meslek Üyelerinin de katıldığı toplantıda, ambalaj atıklarının yönetimi, özel atıkların yönetimi, çevre izin ve lisansları, ÇED, SEVESO II Direktifi, kimyasalların kaydı, değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanması, kimyasalların depolanması tahliyesi ve taşınması, atıkların karayolunda taşınması, danışmanlık ve müşavirlik firmaları, atıksu arıtma tesislerinin işletilmesi ile ilgili konular görüşüldü.
-Gelişmiş ülkelerde artık her atık depolanmıyor.
Müsteşar Prof. Dr. Mustafa Öztürk; “Gelişmiş ülkelerde artık atıkların depolanarak bertaraf edilmesi gibi yöntemler tercih edilmiyor. Yakılarak bertaraf yönteminin de pahalı olması nedeni ile özellikle çimento fabrikaları gibi enerji yoğun sanayilerde bu tür atıkların alternatif yakıt olarak kullanılmasını Bakanlık olarak tercih ediyoruz. Çimento fabrikaları ve benzerlerinin önemli bir atık bertarafçısı olmasından yanayız. Fosil yakıttan alternatif yakıta geçişi önemsediğimizi belirterek böylece sera gazı karbondioksit salınımını azaltmayı amaçlıyoruz. Kocaeli’de inert atık* depolama tesisine de ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
-Ambalaj atıkları ile üretim firelerini karıştırmayın.
Öztürk; ambalaj atığı ile üretim firesi, kırpıntı, tanımlarının doğru yapılması gerektiğini vurguladı. Atıklarla alakalı olarak yeni bir sektör oluşturma çabasında olduklarını ve bu atıkların toplanması konusunda kaynağa inilmediği müddetçe bu yapının sağlıklı oluşturulamayacağını belirtti. Daha sağlıklı bir toplama sistemini amaçladıklarını belirten Öztürk; “İstanbul’da kağıt atıklarının yüzde 17-22’si çöpe gidiyor ve biz atık kağıt ithal ediyoruz. Bunun yerine niye kağıtların geri dönüşüm oranını arttırmayalım. Bu sebeple kaynakta ayrıştırma ve toplama sistemini önemsiyoruz.” dedi. Atık sanayi sektörü oluşturmaya çalışıyoruz.
-Bakanlıkta sizi bekleyen mali kaynak var.
Öztürk : ”Arıtma Tesisinin işletilmesindeki elektrik giderinin yüzde 50’sinin Bakanlık’tan geri alınabileceğini belirtti. Tabi ki şartların sağlanması kaydı ile.
-Atıklar konusunda Endüstriyel Sektör Oluşturulması
Öztürk; “Türkiye’de tahmini 2 milyon ton tehlikeli atık var. ‘Hangi sektörde ne kadar tehlikeli atık oluşuyor? Bunun araştırmasını yapıyoruz. Firmaları sektör bazında atık beyanları üzerinden birbirleriyle kıyaslayarak bir çalışma hazırlıyoruz” dedi. Değerlendirilebilir atıkların ekonomiye geri kazandırılmasının önemini vurgulayan Öztürk, “Önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir kılavuz kitapçık yayınlayacağız. Mesela demir çelik sanayinde oluşan cürufları artık bertaraf etmek yerine değerlendiriyoruz. Bu cüruflardan bordür taşı, kilit taşı ve kanalizasyon boruları ürettiriyoruz. Demir çelik sektöründe “sıfır atık” modelinin devreye girmesini istiyoruz. Çünkü bu tür atıkları depolama çağ dışı bir yöntemdir.” dedi. Demir çelik sektörünü örnek olarak veren Öztürk, diğer sektörlerden kaynaklanan değerlendirilebilir atıkların da tekrar ekonomiye kazandırılmasının gerektiğini söyledi.
-Çevre Danışmanlık ve Müşavirlik Firmaları sadece evrak toplayan oluşumlar olmamalı.
Öztürk; “Çevre Danışmanlık ve Müşavirlik Firmalarının oluşturulmasındaki amacımız konuya hakim kişilerin bu işi yapmasıydı. Ama maalesef bu oluşum amacına tam olarak ulaşamadı. Bazı çevre danışmanlık firmalarındaki mühendisler sanayiciler için kurumlardan evrak toplayan kişiler haline geldi. Bazı çevre firmaların danışmanlık yaptığın tesisin prosesleri hakkında bir şey bilmeden danışmanlık yapmaya çalışıyorlar” dedi. Bu fevkalade yanlış, bunu birlikte düzelteceğiz.
Ayrıca ÇED sürecindeki toplantılara firma yetkilisi olarak muhakkak katılım sağlanması konusunun önemini belirten Öztürk, “Böylece eksiklikleri birebir takip ederek süreci daha kısaltabilirsiniz” dedi.
Çevre izni ve lisansı belgesinin uluslararası bir tanınırlığı ve prestiji olması gerektiğini vurgulayan Öztürk, yapacağımız çalışma ile bu yeni belge, ISO 14001 Belgesinin denginde veya üzerinde olacağını söyledi.
Kimyasalların kaydı, değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanması taslak yönetmeliği konusunda 07 Mayıs’ta bir toplantı yapılacağı, toplantıda da ilgili kişiler bir araya getirilerek görüşlerini alacaklarını belirtti.
-Aktif karbon üretecek firmalara ihtiyaç var.
Öztürk; “Aktif karbonu arıtma teknolojilerinde çok fazla kullanılıyor. Fakat halen yurt dışından ithal ediyoruz. Oysaki Türkiye’de bu konuda çok fazla kaynak var. Aktif karbon üretimi yapacak, kullanılmış aktif karbonları rejenere edip tekrar kullanılması konusunda çalışacak ve uçucu organik bileşiklerin arıtılması ile ilgili teknolojiler geliştirecek sanayi kollarına ihtiyaç var.” dedi.
*İnert atık: Fiziksel, kimyasal veya biyolojik olarak önemli derecede herhangi bir değişime uğramayan, çözünmeyen, yanmayan, fiziksel veya kimyasal olarak reaksiyona girmeyen, biyolojik bozulmaya uğramayan veya temas ettiği maddeleri çevreye veya insan hayatına zarar verecek şekilde etkilemeyen ve toplam sızıntı kabiliyeti ve ekotoksisitesi önemsiz miktarda olan, özellikle yüzey ve yeraltı suyu kirliliği tehlikesi oluşturmayan atıklardır.