Kocaeli Sanayi Odası(KSO) nisan ayı Meclis Toplantısı KSO Meclis Başkanı Hasan Tahsin Tuğrul Başkanlığı’nda zoom çevrimiçi toplantı yazılımı ile yapıldı. KSO Meclis toplantısına konuk konuşmacı olarak Dünya Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve Ekonomist Ali Ağaoğlu katıldı.
Kocaeli Sanayi Odası’nın nisan ayı Meclis toplantısında ilk sözü alan Başkan Ayhan Zeytinoğlu, konuşmasına güncel ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak başladı. Zeytinoğlu, mart ayında ihracatın 18 milyar 985 milyon dolar ile tarihi rekor seviyede gerçekleştiğini söyleyerek, “Mart ayında da ihracatımız geçen yıla göre yüzde 42.1 artışla 18 milyar 985 milyon dolar olarak gerçekleşti. ve tüm zamanların en yüksek ihracat değerine ulaştı. Pandemiye rağmen, konteyner bulmakta yaşadığımız ciddi sıkıntılara rağmen ihracatta rekorlarla devam ediyoruz. Önümüzdeki aylarda da ihracattaki bu yüksek seviyelerin devam etmesini temenni ediyoruz.” dedi. Zeytinoğlu, mart ayında en fazla ihracat yaptığımız beş ülkeden, Almanya’ya ihracatın yüzde 30.8, ABD’ye yüzde 44.9, İngiltere’ye yüzde 32.8, İtalya’ya yüzde 81.4 ve Irak’a yüzde 89.3 arttığını söyledi.
Mart ayı ithalatına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zeytinoğlu, “Mart ayında ithalat yüzde 25.8 artışla 23 milyar 679 milyon dolar olarak gerçekleşti. Alt kalemlerine baktığımızda yatırım (sermaye) malları ithalatında yüzde 36.1, hammadde (aramallar) ithalatında yüzde 25.1’lik artış olduğunu görüyoruz. Yatırım ve üretime yönelik kalemlerdeki artışları memnuniyetle karşılıyoruz.” dedi.
Zeytinoğlu, şubat ayı cari denge verisine ilişkin değerlendirmesinde, “Şubat ayında cari denge 2 milyar 610 milyon dolar açık verdi. Bu açığın temelinde hizmet gelirlerinin katkısının azalmasının etkisini görüyoruz. Şubat ayında hizmetler dengesi net girişleri pandemi etkisiyle 494 milyon dolar ile sınırlı kaldı. Geçen yılın şubat ayında hizmetler dengesi kaleminde 1 milyar 478 milyon dolar net giriş olmuştu. Bunun yanında şubat ayı dış ticaret açığındaki artış da açığı yükselten bir diğer etken oldu. Bu gelişmelerle yıllık cari açık 37 milyar 786 milyon dolara yükseldi.” dedi. Zeytinoğlu, “Mart ayında gerçekleşen rekor ihracatla dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14.2 gerilediğinden kısmi de olsa cari açıkta bir gerileme bekliyoruz.” dedi.
Enflasyon oranlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Zeytinoğlu, “Mart ayında TÜFE aylık yüzde 1.08 artarak yıllık yüzde 16.19’a, ÜFE ise aylık yüzde 4.13 artarak yıllık yüzde 31.20’ye yükseldi. ÜFE’deki bu hızlı artışların temel nedeninin hammadde fiyatlarındaki artış ve döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareketlilik olduğunu düşünüyoruz.” dedi. Zeytinoğlu, yıllık ÜFE’nin yüzde 31.20 ile Ocak 2019’dan sonraki en yüksek seviyesine ulaştığını söyleyerek, “Enflasyonun mayıs ayından itibaren düşüşe geçeceğini bekliyorduk. Ancak kurdaki hareketliliğin maliyetleri artırması sebebiyle ÜFE’de gerçekleşen bu hızlı artışların önümüzdeki dönem tüketici fiyatlarına yansımalarını görebiliriz.” dedi.
Zeytinoğlu, şubat ayı sanayi üretim endeksine ilişkin değerlendirmesinde, “Sanayi üretim endeksi şubatta aylık yüzde 0.1, yıllık yüzde 8.8 arttı. Geçen yılın şubat ayında da sanayi üretim verileri oldukça iyiydi. Üzerine bu rakamları görmeyi memnuniyet verici buluyoruz.” dedi. Zeytinoğlu, “Şubat ayında yıllık artışlara baktığımızda, imalat sanayi sektöründe yüzde 9.3, ara malı üretiminde yüzde 13.7, dayanıklı tüketim malları üretiminde yüzde 19.5, orta yüksek teknoloji ürünlerden yüzde 14.5’luk güçlü katkı gelmesini de önemli buluyoruz.” dedi.
“Şubat ayında işsizlik oranı yüzde 13.4 ile hem ocak ayına hem geçen yılın aynı ayına göre 0.7 puan arttı.” diyen Zeytinoğlu, “Açıklanan rakamların detaylarına baktığımızda, şubat ayında işgücüne katılanlar 89 bin kişi artarken, iş gücüne dahil olmayanların 1.1 milyon kişi arttığını görüyoruz. TÜİK tarafından yeni açıklanmaya başlanan, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ise asıl odaklanmamız gereken. Atıl işgücü oranının şubat ayında yüzde 28.3 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bu kişilerin tekrar işgücüne katılabilmeleri ve çalışan sayımızın artması yönünde çalışmalar hedeflemeliyiz.” dedi.
Bütçe gerçekleşmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zeytinoğlu, mart ayında bütçenin 23.76 milyar TL fazla verdiğini söyleyerek, “Mart ayında bütçe gelirleri yüzde 184.4 artışla 134.92 milyar TL, bütçe giderleri yüzde 21.9 artışla 111.16 milyar TL olarak gerçekleşti. Dolayısıyla bütçe martta 23.76 milyar TL fazla verdiğini memnuniyetle görüyoruz. Bununla birlikte ocak-mart döneminde bütçe 22.77 milyar TL fazla vermiş oldu.” dedi. Zeytinoğlu, Mart ayında Merkez Bankası’ndan aktarılan temettü (kar payı) tutarının bütçeyi önemli ölçüde desteklediğini ve bütçe fazlası verilmesinde etkili olduğunu söyledi.
Bütçe gelirlerinin alt kalemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zeytinoğlu, “Açıklanan verilerin detaylarına baktığımızda, bütçeye en fazla katkı veren vergi gelirleri mart ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 109.5 artışla 77.43 milyar TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirlerinin alt kalemlerine baktığımızda ise, gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerde yüzde 95.1, dahilde alınan mal ve hizmet vergilerinde yüzde 140.4’lık artış var. İthale dayalı ihracat yaptığımızdan, ithalat artışları dolayısıyla, ithalden alınan KDV’de de yüzde 120.7’lik artış olduğunu görüyoruz.” dedi.
Zeytinoğlu aylık faaliyetleri paylaşarak sözlerine son verdi.
KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun tam konuşma metni için tıklayınız.
HAKAN GÜLDAĞ VE ALİ AĞAOĞLU
Kocaeli Sanayi Odası’nın Nisan 2021 ayı meclis toplantısına katılan konuk konuşmacılar Dünya Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve Ekonomist Ali Ağaoğlu birlikte daha önce gerçekleştirdikleri “Şans Sohbetleri” kapsamında gündem değerlendirmelerinde kısa çalışma ödeneği, kabinede uygulanan mini revizyon ve ekonomik konular ele alındı.
Hakan Güldağ (Dünya Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı)
“Önümüzdeki süreçte büyüme rakamları açıklanacak. Birinci çeyreği geride bıraktık. Görünen o ki yüzde 5 civarında bir büyüme göreceğiz. İkinci çeyrekte bu rakam daha da artacak. Sanayi üretimi birinci çeyrek itibariyle iyi gitti. İkinci çeyrek baz etkisi nedeniyle çok şaşırtıcı sanayi üretiminde büyüme rakamlarını görebileceğimiz bir dönem olarak önümüze çıkıyor. Yüzde 50’ye varan artışlar bile görülebilir. Bu sene imalat tarafında işler iyi gidiyor. Sanayi üretimi sadece ihracat değil iç talebin de etkisiyle canlı kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Yani ikinci çeyrekte de yüzde 8 gibi ciddi büyümeler göreceğiz. Kredi kullanımı da hala bir takım kısıtlar gelmesine ve faizlerin yükselmesine rağmen kredi artışı da sürüyor. Bunun da büyümeye etkisi olacak. İlk yarı da yüzde 8 civarında büyüme gerçekleşebilir. Enflasyonda, Beklendiği gibi sene başındaki rota değişikliği sonrasında kurların da aşağıya gelmesinden sonra beklenilen, Mart-Nisan sonrası dönüş beklendiği kadar aşağı doğru hızlı olmayacak. Seviye bakımından da beklendiği kadar düşük olmayacak. Kurlar 8’in üzerinde kalmaya devam ediyor, sanki Haziran ayında Amerikan büyümesinde de yüzde 6.4 büyüme beklentisi vardı ama yüzde 7’nin de üzerine çıkması bekleniyor. Amerika’nın 10 yıllık tahminlerinin getirisi ile ilgili yeniden 1.60’ların üzerini görme ihtimali ortaya çıkabilir. Bu da Türkiye’de kurlar cephesinde dolarda 9’ların görülme ihtimali çok yükseldi. Euro’nun da 10’un üzerine çıkma ihtimali çok güçlendi.
Geçen sene ilk çeyrekte 5 milyar dolarlık bir turizm geliri elde etmiştik. Bu sene ise ikinci yarı da bir düzelme olmazsa, geçen senenin de altında kalma ihtimalini yüksek kılıyor. Kurlar üzerinde de baskı devam edecek gibi görünüyor.
Kısa Çalışma Ödeneği ile ilgili, turizm ve onunla bağlantılı sektörlerle kapanan sektörlere ilişkin bir hazırlık yapılmaya başlanmış. Şubat sonunda maliyeden Cumhurbaşkanlığına, suiistimal olduğu belirtilerek kısa çalışma ödeneğinin uzatılmaması için talep gitmiş. Ama asıl sebebi 130 milyar TL olan işsizlik fonunda, paranın önemli ölçüde suyunu çekmiş olmasıdır. Bu nedenle buna ara verilmek istenmiş. Fakat, artan talepler doğrultusunda, turizm ve bağlantılı sektörlerde bunun tekrar gündem getirilmesi noktasında bir çalışma yapılacağı söyleniyor. Türkiye doğrudan destekler bakımından GSMH’na göre, verdiği desteğin oranı yüzde 1.5. Amerika’da bu oran yüzde 27, Almanya’da yüzde 8’i buluyor. Bizdeki bu paradaki sıkışma, önümüzdeki dönemde bu desteklerin kolay kolay gelmeyeceği yönünde. Bir KGF ile ilgili bir çalışma yapıldığı söyleniyor. Turizm sektörü ve onunla bağlantılı ve devletin kapattığı sektörlerle bağlantılı bir KGF geleceği söylendi. Geçen sefer ki tecrübeden hareketle, bu paraların doğrudan verilmeyeceği, fatura bazında bazı ödemelerin yürütüldüğü ifade edildi.
Konteyner tarafında, enflasyonist baskının, fiyatlar meselesinin devam edeceği kanaatindeyim. Burda bir oygapol bir piyasa var. Konteynercılar, yeni bir tarz geliştiriyorlar. Konteyner taşımacılığında dünyanın 1 numarası 4 milyon 80 bin teu’luk kapasitesi var. Bizim 1 numaralı şirketimizin ulaştığı rakam 58 bin teu. Bu işi artık, müşterilerinin bir restoran gibi görmesini hedefliyorlar. Alacakları paraları artırmayı kafalarına koymuşlar. Türkiye’de özel bir durum var. Türkiye’de 3 milyon kripto yatırımcısı var. Dünyada alım satımda 3., Avrupa’da birinci konumdayız. Bu bizim Türk Liramızın oynaklığından da kaynaklı bir durum. “
Ali Ağaoğlu (Ekonomist)
“Sanayi tarafında çok ciddi bir büyüme gerçekleşti. İnsanların evde kalma sürecinde enflasyon beklentileri bozuldu. Merkez Bankaları faizleri yönetirken, beklentileri dikkatle izlerler. Beklentilere göre uygulanan politika, ya beklentileri destekler ya da güç verir. Şuan ki politikalar da faiz yüksek ama bundan sonrası ile ilgili çok iyi mesajlar vermiyoruz. Kısa çalışma ödeneği ve işten çıkarma yasakları birbirini destekleyen konular. Enflasyon beklentileri özellikle işsizliğin arttığı dönemde artıyor. İşsizliğin büyük kısmı da hizmet sektöründen gelecek. Şuan da iç taraftaki talepten kaynaklanan bir beklenti bozulması ve enflasyon artışı, bir de yurtdışından ithal ettiğimiz bir enflasyon var. Petrolün artışı, hammadde fiyatlarının artışı, konteyner tarafında artış var. Dışarıdan ithal edilen enflasyonun faiz artışıyla kontrol etmek mümkün değil. Böyle bir riski önceden görüş tedbir almak gerekiyor.
Türkiye’nin elektrik tüketimi 2021’de artış gösteriyor. Bunda da sanayinin büyük bir etkisi var. Türkiye’de önden yüklemeli bir talep nedeniyle, kapasite kullanımı yüksek iken, önümüzdeki dönemde düşme ihtimali de yüksektir. Buna karşı önlem olarak, Merkez Bankası’na bir görev yükleme çabası içerisindeyiz. Merkez Bankası’nın izleyeceği politikadaki faiz oranının bana göre çok büyük önemi yok. Bundan sonra eğilim aşağı doğru dönmüş ise, 9 seviyesini görmemiz an meselesidir.
Amerika ile ilişkiler pozitife dönüyor, Rusya tarafında bir sıkışıklık var ama Mısır tarafında bir gelişme var. Mısır’ın açılması Türkiye için çok önemli. Oradaki pozitif gelişmeler, diğer taraftaki olumsuzlukları dengeleyebilir. Yunanistan ile görüşmeler devam ediyor. Rusya, Ukrayna, Boğazlar, Nato Tatbikatı ve gece yarısı yapılan değişiklikler negatiflerimiz. Bunları baskılayacak ve dengeleyecek pozitif hamleler de Türkiye’nin iç talebi.
Devletin şuan da sanayiciye 160 milyar TL KDV borcu var. Yani devlet bir başka deyişle sıfır faizle fon kullanıyor. Sistemin daha sağlıklı çalışması açısından, KDV alacakları devletin borcudur. Bunun menkul kıymetleştirilmesi konusunda bir çaba gösterilmesi gerekiyor. Bu da sanayicinin işini önemli ölçüde rahatlatacak.
Enflasyondan korunmak için, kripto paraları servet konumu aracı olarak görmüyorum. Pandemi nedeniyle evde oturan insanlar, alım satım işine kolay ulaşır hale geldiler. Can sıkıntısından da alım satım furyasına kapıldıkları için fiyatlar rasyonel olmayan seviyelere geldi. Kripto paraları, ödeme sistemleri ve e-para uygulayıcıları var. Özel lisansa tabiidirler. Onların bu paraları kullanarak ödeme yapmalarını yasaklayan bir düzenleme geldi. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında Kripto varlık diye ilk defa bir varlık tanımlaması yapıldı. Bununla birlikte literatürümüze girdi. “