KSO Temmuz Ayı Meclis Toplantısı Konuğu Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros Oldu

11 Temmuz 2017

Kocaeli Sanayi Odası’nın Temmuz ayı Meclis toplantısı Hasan Tahsin Tuğrul Başkanlığında yapıldı. Meclis toplantısı öncesi demokrasimize ve cumhuriyetimizin temel ilkelerine yönelik kalkışma hareketi döneminde demokrasi şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunuldu. KSO Meclis toplantısının konuk konuşmacısı Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri TOROS oldu.

Toplantıda ilk sözü alan KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, sözlerine ekonomik değerlendirmelerle başlayarak, “İşsizlik oranı mart ayında yüzde 11,7 geriledi. Şubat ayında başlayan düşüşün mart ayında da devam ettiğini görüyoruz. Konjonktürel olarak işsizlik bu dönemde düşer. Ama istihdam seferberliğinin sonuçlarını bu dönemde daha net gördük.” dedi.

Haziran ayında beklendiği gibi enflasyondaki düşüşün devam ettiğini vurgulayan Zeytinoğlu, “Bu düşüş, döviz kurlarındaki gerileme, mevsimsel etkiler ve gıda fiyatlarındaki gerilemeden kaynaklanıyor. Önümüzdeki ay gerilemenin baz etkisi ile devam edeceğini tahmin ediyoruz ve TÜFE’de bie puan gerileme bekliyoruz.” dedi.

Haziran ayında Almanya, BAE ve ABD’ye olan ihracatın yüzde 25 arttığını belirten Zeytinoğlu, “Haziran ayında 13,2 milyar dolar  ihracat ve 19,2 milyar dolar ithalat gerçekleştirdik. İhracat performansımızı ağırlıklı olarak otomotiv, demir-çelik ve makine sanayi belirlediğini biliyoruz. Sürdürülebilir ihracat artışı için ihracat ürünlerini çeşitlendirmemiz gerekiyor.” dedi.

Zeytinoğlu, Üretim Reform Paketi yasasının yürürlüğe girdiğini ve KSO olarak yasayı sanayiciye, yatırımcıya yeni fırsatlar sunacak olması nedeniyle desteklediklerini belirtti. (KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun tam konuşma metnine ulaşmak için tıklayınız.)

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri TOROS

Kocaeli Sanayi Odası temmuz ayı meclis toplantısına katılan Toros, konuşmasına, Kıbrıs’ta çözüm arayışları ve İsviçre’nin Crans-Montana kentinde düzenlenen Kıbrıs Konferansı hakkındaki değerlendirmelerle başladı.

BM tarafından yürütülen çözüm arayışlarının 1968’dan beri devam ettiğini ancak 11 Şubat 2014’te taraflar arasında imzalanan ortak metin çerçevesinde başlayan en son sürecin diğerlerinden farklı olduğuna dikkati çeken Toros, geçen yıllarda BM ortak zemin arayışı içerisindeyken, en son sürecin ilk kez Kıbrıslı liderler arasında ve sivil toplum kuruluşlarının da katıldığı bir seviyede yürütüldüğünü aktardı.

Toros, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin gözetiminde 28 Haziran’da başlayan Kıbrıs Konferansı’nın Türk tarafının tüm olumlu çabalarına rağmen “Rumların 1 milim bile geri adım atmaması” üzerine çöktüğünü belirterek. “Çok büyük hayal kırıklığı içerisindeyiz, çok üzgünüz ama şokta değiliz, şaşırmış da değiliz. Kıbrıs sorusunun esas sebebi, 54 yıldan beri olduğu gibi hiç değişmemiştir.” dedi.

Toros, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kurtulmak mecburiyetindeyiz çünkü Kıbrıs’taki durum sadece Kıbrıs Adası için değil, aynı zamanda Türkiye, Yunanistan, AB ve Doğu Akdeniz’deki diğer komşu ülkeler için de kabul edilemez ve sürdürülemez bir sorundur. 80 milyonluk Türkiye. AB’ye 21. Yıldan beri katılım müzakere süreci yaşayan Türkiye. 800 bin nüfuslu Kıbrıs Rum toplumunun çıkardığı engeller nedeniyle maalesef 23 başlığın 13’ünde engellenmek durumunda.

AB, batı ucunda Brexit, sonrasında çok ciddi bir yıpranma hatta yıkılma yaşıyor. AB’nin doğu ucunda istikrar öyküsüne ihtiyacı vardır. Bu istikrar öyküsü, Kıbrıs sorusunun çözümüyle mümkündür. Ancak Kıbrıs sorunun çözülürse Kıbrıs ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesiyle Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyabilir. Kıbrıs sorunu çözülürse Doğu Akdeniz Doğalgaz ve Petrol Projesi, bölgesel jeopolitik ve jeoekonomik ilişkiler tesis edilebilir ve ancak o şekilde Türkiye katılım müzakerelerinde ilerleme sağlayabilir.”

“AB MÜKTESEBATIYLA UYUM ŞART”

Toros, şu andan itibaren Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınmasına öncelik vermesi gerektiğine anlatarak, AB’den ve dünyadan izole, risk faktörü çok yüksek, ölçek ekonomisinden yoksun, dış pazarları sınırlı, finansmana erişimin pahalı ve sınırlı olduğu mevcut koşullarda ekonomik kalkınmanın AB müktesebatına uyumlu mümkün olduğunu ifade etti.

AB katılım müzakere sürecinde olmasalar da kendilerini AB müktesebatından dışlayamayacaklarının altını çizen Toros, “Rekabet edebilirlik, yabancı sermayeli yatırımlara daha güvenilir iş ortamı sunabilmek, dış pazarlara kapı açabilmek için muhakkak AB müktesebatıyla uyumlaşmamız şarttır. Katılım müzakereleri olmadan da ciddi, kararlı bir hükümet politikasıyla, Türkiye’nin yardımıyla bunu yapmalıyız.

Bu olmadan Kıbrıs:’ta cazip iş ortamından bahsetmek mümkün olmayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.