KSO Ağustos Ayı Meclisinin Konuğu ASELSAN Başkanı Prof. Dr. GÖRGÜN'dü

15 Ağustos 2018

Kocaeli Sanayi Odası(KSO)’nın ağustos ayı meclisi toplantısı KSO Meclis Başkanı Hasan Tahsin Tuğrul’un başkanlığında yapıldı. Toplantıya konuk konuşmacı olarak ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün katıldı. KSO Meclis toplantısında konuşan Oda Başkanı Ayhan Zeytinoğlu sözlerine, 17 Ağustos 1999 depreminde hayatlarını kaybedenleri rahmetle anarak başladı. 

KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu son günlerde dövizde yaşanan hareketlilikle ilgili, dolar kurundaki ani ve şiddetli artışın ekonomimizden kaynaklanmadığını ifade ederek, “İhracatımız artarken, cari açığımız düşerken, işsizliğimiz gerilerken; ekonomik veriler döviz kurundaki bu artışı öngörmüyor. Bu spekülatif artışın ekonomiden değil, siyasi olduğunu biliyoruz. Umarız Reel ekonomi üzerinde kalıcı bir etki olmadan, ABD ile yaşanan kriz bir an önce aşılır. Gerekli tedbirler gecikmeden alınır ve gerekli adımlar atılır.” dedi. Merkez Bankasının dolara müdahalesinden sonra gevşeme olduğunu ancak daha somut müdahale yapılması gerekliliğini belirten Zeytinoğlu, “Dün TOBB ve TÜSİAD birlikte ortak bir açıklama yaptılar. Sıkı para politikasını destekleyecek, tasarruf tedbirlerini içeren, maliye politikasının en kısa sürede açıklanması gerektiği vurgulandı. Buna katılıyoruz. Diğer taraftan, en önemli ekonomik partnerimiz olan Avrupa Birliği ile ilişkilerin yeniden olumlu çerçeveye kavuşturulması talebini çok doğru buluyoruz. Zira; ABD ile yaşadığımız bu sıkıntılı döneme karşılık, AB çıpası daha değerli hale geldi. Nitekim, ilk altı aydaki ihracatımızın yüzde 51,5’u AB’ye yapıldı. OHAL’i kaldırarak önemli bir adım attık. AB; GB güncellenmesi ve vize serbestisi ile ilgili bir adım atarsa bu ticaret daha da gelişebilir.” dedi. 

Dış ticaret verileri hakkında bilgi veren Zeytinoğlu, “Temmuz ayında 14,1 milyar dolar ihracat ile üçüncü çeyreğe güçlü başladık. İhracatımızdaki bu artışların devam ederek aylık bazda 15 milyar doları aşan rakamlar görmeyi temenni ediyoruz. Yıllık ihracatımız da 163,3 milyar dolar ile tarihi zirveye ulaştı. Kocaeli Gümrüklerine göre temmuz ayında ilimiz ihracatı yüzde 24 artışla 2 milyar 508 milyon dolar, ithalatı yüzde 2,4 artışla 4 milyar 72 milyon dolar olarak gerçekleşti. İlk yedi ayda ilimiz ülke ihracatının yüzde 17,1’ini, ithalatının ise yüzde 21,7’sini karşıladı.” dedi.

Zeytinoğlu temmuz ayı enflasyon verisine ilişkin değerlendirmesinde, “Temmuz’da yıllık TÜFE yüzde 15,85, ÜFE ise yüze 25’e yükseldi. TÜFE tahminimizin altında geldi. Ancak bunun kalıcı olduğunu düşünmüyoruz. ÜFE’deki yükselişin ana etkeni döviz kurlarındaki artış. Artan döviz kurları maliyet kaynaklı enflasyonu uyarıyor.  Artışın ekim ayına kadar süreceğini tahmin ediyoruz. Döviz kurları ve faiz oranlarındaki normalleşme, enflasyonu da normalleşme ve sonrasında düşüş trendine sokacak. Ancak henüz bu aşamaya gelemedik.” dedi.

Haziran ayı yıllık cari açık rakamının 57,4 milyar dolara gerilediğini söyleyen Zeytinoğlu, “Döviz kurlarındaki yükseliş dolayısıyla ihracatımız artarken ithalatımız hız kesti. Böylece dış ticaret açığının gerilediğini ve bu iyileşmenin cari açığa yansıdığını görüyoruz. Bununla birlikte turizm gelirlerinde bu yıl toparlanma var. Temmuz ayında da cari açıktaki düşüşün devam edeceğini bekliyoruz.” dedi.

KSO’nun Savunma Sanayi Yerlileştirme Projesi hakkında bilgi veren Zeytinoğlu, “Savunma sanayini; sanayileşmenin ve kalkınmanın önemli bir parçası olarak görüyor ve önemsiyoruz. Ancak İlimiz, bir sanayi kenti olmasına rağmen, savunma sanayine yeteri kadar katkı veremiyor. Türkiye genelinde savunma sanayinde faaliyet gösteren firmaların yüzde 60’ı Ankara’da ve yüzde 25’i İstanbul’da yer alıyor. İlimiz ise yüzde 4 ile üçüncü sırada yer alıyor. Bu oranı artırmak istiyoruz. Çünkü sizin de bildiğiniz gibi ilimizin sanayi kuruluşlarının önemli bir kısmı, savunma sanayinin tedarikçisi olmaya son derece uygundur. Buradan hareketle, Kocaeli Sanayi Odası olarak; Kocaeli’nde savunma sanayinin gelişimi için “Savunma Sanayi Yerlileştirme Projesini” yürütüyoruz. Bu proje ile amacımız, Türk savunma sanayindeki yerlileşme oranını artırmaktır. Diğer taraftan; firmalarımızın savunma sanayinde yer alabilmeleri için ihtiyaç duydukları sertifikasyon ve bürokratik işlemlerle ilgili eksikliklerini kapatabilmek için, Odamız bünyesinde Kasım 2017 tarihinden itibaren savunma sanayi danışmanlığı hizmeti vermeye başladık. Bu sayede farkındalık yaratmanın yanı sıra, savunma sanayinde çalışmak isteyen firmalarımız ile ihtiyaç sahibi kurumlarımızı bir araya getirerek, katalizör görevi yerine getirmekteyiz.” dedi.

Zeytinoğlu konuşmasının sonunda temmuz ayı içerisinde yapılan faaliyetleri özetledi.  (KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun tam konuşma metni için tıklayınız)

 

Prof.Dr. Haluk GÖRGÜN  “Elektronik harp’da dünyada en gelişmiş ülke neredeyse biz de oradayız”.

Prof.Dr.Haluk Görgün konuşmasında Aselsan’ın çalışmalarına ve tarihçesine  değinerek,  Top Defence adlı uluslar arası  indekste  dünyada savunma sanayinde  faaliyet gösteren  firmalar  ve faaliyetleri bakımından en  etkin 100 firma arasında Aselsan’ın 55.sırada olduğunu, şu anda 63 ülkeye ihracat yaptıklarını belirterek. “Aselsan kurulduğu yıldan itibaren  özellikle  savunma teknolojilerinde  Arge faaliyetlerini ürüne hızlı dönüştürmeyi başaran bir  şirket olarak  savunma sanayinin omurgası  olmuştur.

Aselsan’ın geliştirdiği, güvenliği arttırıcı, nano teknolojiyi esas alan akıllı ve güvenli şehir konseptine yönelik geliştirdiği hem taktiksel hem ürünsel çalışmaları var.

Dünyadaki savunma sanayindeki harcamalara bakıldığında 1.7 trilyon doları  buluyor.  Önemli bir trend var,  özellikle 2004- 2010 yılları arası  biraz durağanlaştı ama son  yıllarda bu ivmelenme tekrar  başladı.  Ülkemizde yapılan bu harcamalar 18.2 milyar dolar. Bu harcamalar ile birlikte dünyada 15. Sırada Türkiye yer alıyor.

Yapılan bu 18.2 milyar dolarlık harcama gayri safi  yurt içi hasılanın aşağı yukarı %2’ sine karşılık  geliyor. Türkiye’de bu sektör her geçen gün  artıyor yani 10 yıl öncesine bakıldığında  1.8 milyar dolarlık bir ciro varken, şimdi 6 milyar dolarlık  cirolara ulaştı. 4-5 kat seviyesinde artış oldu.

Türkiye’nin  İhracatına baktığımızda 2 milyar dolar civarında. Yine 10  yıl öncesine bakıldığında  yaklaşık  olarak yine 4 kat  civarında  arttığını görüyoruz.

Bizim savunma sanayinde toplam proje sayısı ve bu projelerin bütçeleri ile  toplam sözleşme bedelleri de tabii ki önemli,  geçtiğimiz yıl 553 tane   proje çalışıldı.  Bu projelerin aşağı yukarı sözleşme bedeli de  41 trilyon civarında .

Yüzde 20’ler civarında olan yerlilik oranını yüzde 70’lere yaklaştı.  Bu yerli ve milli vizyon her geçen gün en başında Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi ile güçlü bir şekilde destekle bu sektöre ayrılan pay ve desteklenen projeler ile  artıyor.  Çok şükür biz bu işin ana gövdesinde olan ASELSAN olarak  bu mutluluğu, buraya yapılan  katkıyı çok yakından takip ediyoruz, gelişimine katkı sağlamaya çalışıyoruz.

ASELSAN aslında  Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın  şirketlerinden bir tanesi, halka arz  bir şirket, borsaya açık bir şirket, borsaya açık olmanın  farklı süreçleri var. yerli yabancı dünyanın her tarafından  yüzde 25’lik kısımda pay sahibi olunan bir şirket. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı,  ASELSAN’ın yüzde 75’ine ve altın hissesine A grubu hissesine sahip.

Vakfın, ASELSAN gibi ROKETSAN, HAVELSAN, ASPİLSAN, İŞBİR ve TUSAŞ gibi altı tane  şirketi var. Bu şirketler de kendi alanlarında ASELSAN gibi  faaliyet göstermeye devam ediyor. ASELSAN ilk defa 1990 yılında borsaya açılmış, ilk halka arzını yapmış,  ikinci halka arz sürecini yürütmek, yönetmek de bize kısmet oldu. Göreve ilk  başladık önümüzdeki iş bu dediler. Benim için de çok değişik bir tecrübeydi. Tamamen ulusal ve uluslar arası yatırımcılar çok hızlı kararların alınıp, süreçlerin çok dinamik bir şekilde yürütülmesi gereken bir süreç %15 olan halka  arz oranımızı yüzde 25’e  çıkardık.

Bizim büyüklüğümüzdeki halka arzlar mutlaka uluslar arası aracı kurumlar ile  gerçekleştiriliyor. Biz ülkemizdeki altı yerli aracı kurumdan bir konsorsiyum oluşturarak bu süreci tamamladık. Dolayısı ile halka arz süreci, aracı kurum sürecini de yerlileştirmiş olduk.

Türk lirasının çok dalgalandığı bir dönemde  yatırımcının dövize yönelebileceği bir durumda yaklaşık 3 milyar TL  bir para Aselsan hisselerine yönelmiş oldu.  Dışarıdan da 100 milyon dolar civarında  bir getiri oldu. Bu da Aselsan’ın ülkemize katkısı  diye değerlendirilebilir. 1 milyon 400 bin hisse basılmıştı. 1 milyon 600 bin talep geldi.  Çok fazla talep geldi ve başarılı bir şekilde tamamladık.

ASELSAN haberleşme ve bilgi teknolojileri,  mikro elektronik, güdüm ve elektro optik sektörü, radar elektronik harp sektörü,  savunma sistemleri teknolojileri  ve  ulaşım, güvenlik, enerji,  sağlık sektörü olmak üzere faaliyet gösteriyor.

Haberleşme  Bilgi ve Teknolojileri  Sektörü Başkanlığımızda  biz haberleşme, uydu sistemleri ve kripto sistemler çalışıyoruz ve ürünler geliştiriyoruz.  Mikro elektronik güdüm ve  elektro optik sektör başkanlığımızda  aviyonik sistemler, elektro optik sistemler, güdümlü sistemler çalışılıyor. Radar Elektronik Harp Sektör Başkanlığımızda  radar sistemleri, elektronik harp ve  mikro dalga ürünler üretiliyor. Hakikaten bu alanda elektronik harp’da dünyada en gelişmiş ülke neredeyse biz de oradayız, son zamanlarda yürüttüğümüz  sınır  ötesi faaliyetlerde de  çok etkin şekilde kullanıldı. Bu etkin şekilde kullanılmasının takdiri komutanlarımız tarafından da firmamıza iletildi.  Savunma Sistemleri Sektör Başkanlığımız var, burada da  deniz, kara, hava platformları için silah sistemleri ve komuta kontrol  sistemleri  üretiyoruz.  Son olarak da ASELSAN’ın  yaptığı çok doğru işlerden bir tanesi de  Savunma Sanayiinde  elde ettiği birikimi  sivil sanayiye uygulayabileceği başka  bir sektör oluşturulmuş. Ulaşım, güvenlik, enerji ve sağlık alanında  bu birikimi ürüne dönüştürmeyi başarmış.

Körfez Geçiş Köprüsü var.  Oradan geçiyorsunuz onun gibi bir çok yerde ücret  toplama sistemlerini  biz yapıyoruz. Plaka tanıma sistemlerini, kent güvenlik sistemlerini ASELSAN yapıyor. X ray cihazları üretiyoruz,  Trenler için tramvaylar için sinyalizasyon trafik otomasyon sistemleri geliştiriyor bunlar da bizim mühendislik  ve sistem tasarlama kabiliyetimizin günlük teknolojilere  uygulandığı platformlar. bir çok  yerel  yönetimle de projeler yaparak  çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu  sektörün  özellikle ihracatta da ciddi bir kalem oluşturacağının beklentisi içindeyiz.

Aselsan’ın  hem yurt içi, hem yurt dışı  iştirakleri  var. Ankara’da  bizim ürünlerimizin  altyapısal  faaliyetlerini destekleyen kurulumlarını yapan, müteahhitliğini yapan   ASELSAN NET isminde %100 bize  ait olan bir iştirakimiz var. Bununla beraber Sivas’da %50 faaliyet gösteren elektrik – elektro optik konusunda görüntüleme sistemleri konusunda faaliyet gösteren, yurtdışına ürünler ihraç ettiğimiz bir fabrikamız var. BİLKENT’ in içinde  AB MikroNano %50’si ASELSAN’a, %50’si BİLKENT Üniversitesi’ne ait olan bir şirketimiz var. Burada da  elektronik switchler ve sistemler geliştiriyoruz. ROKETSAN’ın %15’i ASELSAN’ın, İstanbul’da Mikro Elektronik isminde %85’i bize ait olan elekronik harp sistemlerinin ana tasarımlarının  ilk ürünlerinin geliştirildiği bir firmamız var. Bir de Gebze’de  şimdi konuşlanacak olan Yital %051’i  şu an ASELSAN’a ait yarı iletken  teknolojilerinde faaliyet gösterecek, chip üretecek bir firma.

Yurt dışında da  10 farklı ülkedeyiz, Kazakistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan , Malezya ve Güney  Afrika’ya ilave olarak  yönetim kurulunda aldığımız karar ile  hem  Katar’da Barzan Holding ile beraber kurduğumuz  yeni bir şirketimiz var, bir de Endonezya da yeni bir iştirak açma kararı aldık. Dolayısı ile ihracatı arttırabilme adına potensiyel pazarları  gözeterek  ürünlerimizin  dost müttefik ülkelerde  yaygın bir şekilde kullanımını  sağlayacak faaliyetler yürütüyoruz.  Bir çok yerde teknoloji transferi  yaparak da üretimi geliştirebiliyoruz.  Kompenentleri satıp, teknolojinin belli bir kısmını  tranfer edip, üretimi yerinde yaptırıp, dolayısı ile gittiğimiz  ülkenin  ordusuna veya sivil kullanımına  sunduğumuz  iş modellerimiz de var. Bunların sayısını arttırıyoruz.  Özellikle ihracata önem veriyoruz. Aselsan bir mühendislik  firması ama en temelinde  Arge firması.  Arge maliyetli bir iş, arge maliyetlerinin sürdürülebilir olabilmesi için  veya yeni ürünleri  arttırarak geliştirmesi için yurtdışı pazarlara ihtiyacı var.

Ankara’da 3 büyük yerleşkemiz var,  dördüncüsü ODTÜ’nün  içinde burada 300 kişi çalışıyor  ama asıl üretim tesislerimiz  Macunköy, Akyurt ve Gölbaşı tesislerimiz, elektronik harp ve  radar sistemleri üretiyor  dünyada bir numara. Gölbaşı tesisimiz bu alanda faaliyet gösteren üretim tesisleri içinde en iyisi ve en yenisi. Akyurt’da 231 dönümlük alanda elektro optik sistemler, aviyonik sistemler üretiyoruz. Macunköy de de silah sistemleri, biraz evvel bahsettiğim sivil sistemler ve haberleşme, telsiz  ve  krtipo sistemleri  üretiyoruz.

Aselsan’ın geçen yıl ki  satışı 1 milyar 430 milyon dolardı,  bu satışların  %52’si  TSK’ya oldu.  İhracat oranı %20’ler gibi gözüküyor bu arttırmamız gereken bir hedef,  ilk göreve başladığımız gün de bunu  arkadaşlarımla paylaşarak ve görev paylaşımı yaparak aktivitelerimizi arttırmaya başladık. İnşallah bu %20’lik  ihracat oranımızı arttıracağımızı düşünüyoruz. Bu konuda da kararlı ve emin adımlarla ilerliyoruz.

Çalışanlarımızın %59’u mühendis, personel sayımız  6 bin 100’ ü  buldu. %36’sı lisans mezunu, %30’u yüksek lisans mezunu, %4’ü doktoralı, topladığınızda çalışanlarımızın  %70’i mühendis ve üzeri. Dünyanın her hangi bir yerinde  üretim tesislerini düşündüğünüzde,  faaliyet gösteren firmaları düşündüğünüzde  teknik  personelin sayısı ve oranı  mühendis sayısı ve oranından  çok  daha fazladır. Biz onun için bir Arge ve mühendislik  firmasıyız diyorum.

ASELSAN’ın altı  teknoloji geliştirme merkezinde  faaliyetleri var. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde, Bilkent Üniversitesi’nde Cyberpark’ da, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, yeni olarak Teknopark İstanbul’da, Anadolu’da da  Fırat’da ve Ankara Teknopark’da şimdi yeni  bir açılımımız var. Yönetim Kurulunda bir karar aldık. Yeni yapılan büyük bir teknoparka da ASELSAN %30 oranında ortak oldu. Arge faaliyetlerini yoğun bir şekilde yürüten bir firma için bu önemli bir adımdı. Kendi içinde Bilim Sanayi  Teknoloji Bakanlığı onaylı ayrıca altı tane Arge merkezi var. Arge merkezinde çalışan toplam personel sayımız 3 bin 534. 6 bin kişinin 3 bin 534 kişisi Arge personeli. Geçen sene Arge’ye 473 milyon dolar harcama yaptık. Bunun yaklaşık 100 milyon doları özkaynaklı. ASELSAN her sene cirosunun %7’sini  Arge ye ayırıyor.  Ordumuz için ne varsa, ne üretiyorsa zaten bu Arge faaliyetlerinin sonucunda gerçekleşiyor. Dolayısı ile bizim  bu anlamda bir çok kurum, kuruluş, ulusal ulaslararası değerlendirme, derecelendirme şirketlerinden takdir ve ödüllerimiz  oluyor.

Üniversiteler ile çalışmayı ihmal etmiyoruz. 47 farklı  üniversite ile çalışıyoruz. 2017 yılında 117 farklı  proje üniversitelere verildi. Bunun  bütçesi 150.2 milyon dolardı. ASELSAN 150.2 milyon dolar  sadece üniversitelere temel  bilimler çalışması yapılsın diye proje verdi. Kocaeli Üniversitesi ve Gebze Teknik Üniversitesi  tabii ki ilimizin iki üniversitesi de bu faaliyetlerde yer alıyor.  Kocaeli Üniversitesi nin üç  projesi, Gebze Teknik Üniversitesi’nde 2 projesi aktif olarak yürüyor. ASELSAN Akademiyi kurduk.  Türkiye’nin dört tane araştırma üniversitesi  tabii ki bir tanesi Gebze Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi ortak program geliştirdi. ASELSAN’ın ihtiyacı olan disiplinlerde, bilgisayar, elektronik, makine ve malzeme disiplinlerinde.

Şimdi çalışanlarımız ASELSAN’ın kampüsünde yüksek lisans ve doktora eğitimleri görüyorlar. Bu saydığım üniversitelerin öğretim üyeleri gelip yerinde ders veriyorlar bunun ne avantajları var size söyleyeyim.  Bir kere savunma sanayinin içinde olmayan akademisyenler savunma sanayinin içine çekiliyor. Bu  Üniversiteler  ile birlikte ve gelecekte yapılabilecek yeni konular ve fikirler doğal olarak ortaya çıkıyor. İhtiyacımız olan alanlarda çalışmalar yapılmış oluyor. Personelimiz zaman kaybetmiyor ve 43 yıldır yapılan alt yapı tüm üniversitelere de açılmış oluyor. Yani bir hoca bir çalışma yapacaksa üretim tesislerimizde, Arge merkezlerimizde bizim de ilgimiz olan konularda  çalışma yapabiliyor, yeni projeler doğal olarak  bu şekilde çıkıyor. Bu  emeğimiz olduğu için ayrıca mutlu olduğum, gururla sunduğumuz bir  proje ASELSAN Akademisi. İlk defa Türkiye’de sanayi doktora programı oldu. ASELAN ve dört tane araştırma odaklı üniversitenin birlikte gerçekleştirdiği  bir program oldu.

ASELSAN yaptığı tüm projelerde  sanayici, yan sanayici ve KOBİ’lerle çalışmayı arttırarak devam ettirme hedefinde olan bir firma. Burada birkaç rakam var 770 alt yüklenicimiz var. Bunların 651 tanesi KOBİ. Tüm projelerimizde hali hazırda 770 tane alt yüklenici kullanıyoruz. Bunların 651 tanesi de KOBİ,  sadece geçen sene 1.8 milyar TL KOBİ’lere  iş verdik.

Yan sanayide nelere ihtiyacımız var? Sizlerin ilgisi olur diye o konu başlıklarını da paylaşmak istedim. Hem üretimde hem tasarımda çok ciddi ihtiyaçlar var. Yani sizlerin bir çoğunun faaliyet gösterdiği  alanlar bunlar, sac metal, talaşlı imalat, kaplama, boyama, kaynak, konstrüksiyon, metal ekstrüzyon, metal enjeksiyon, ultrosonik birleşme, ısıl işlem, plastik enjeksiyon,kauçuk, kablaj, kabin pano, optik malzeme, emprenye, yay imalatı,bobin, kompozit malzeme gördüğünüz gibi birlikte çalışılabilecek çok fazla disiplin var. Çalıştığımız ve daha da geliştirebileceğimiz alanlar bunlar. Bununla birlikte tasarım da bizim için önemli. Arge’nin önemli unsurlarından bir tanesi tasarım. Çok farklı alanlarda tasarıma, tasarım alanlarında faaliyet gösteren  firmalara ihtiyacımız var. Güç sistemleri tasarımları, batarya, kontrol sistemleri tasarımları, kart tasarımı, cihaz tasarımı, servo motor tasarımı, endüstriyel ürün tasarımı, gereç tasarımı, kablaj tasarımı, mekanik tasarımlar bunları listeledim

Biraz  evvel bahsettiğim 770 firma ülkenin  coğrafyasına, farklı illerine yayılmış durumda. 41 farklı ilde alt yüklenicimiz var. Havan topu geliştirilmesinden, milli tren projesine, elektronik kartların birleştirilmesine veya yazılıma varana kadar bir çok alan bizim alt yüklenicilerimiz üzerinden gerçekleşiyor.

Bir tane KORKUT projemiz var sadece bir projede 100’e yakın alt yüklenici ile birlikte çalışıyoruz, bu proje de  çok  alt yüklenici ile çalıştığımız  projelerden bir tanesi.

Yerlileştirmede gayret gösterdiğimiz, ihracatında kimi zaman sıkıntı olan, kimi zaman pahalı olan ama ihtiyaç duyduğumuzda da yurt içinde de kolay temin  edemeyeceğimiz, bizim kalite standartlarımızda ve spectlerimizde olmayan ürünler var bunların yerlileştirilmesi için biz de gayret gösteriyoruz.

Bizim bir  tedarik portalımız var bu çok profesyonel çalışıyor.  Firmaları tanımak için  mutlaka  bir takım  bilgilerin önceden bu portola girilmesi gerekiyor, bilgiler bu portala girildikten sonra arkadaşlarımız bir komisyonla değerlendirme yapıyorlar, sonra önceliklendirerek yerinde ziyaret yapılıyor ve eğer istenilen  standart, kalite, üretim, sürdürülebilirliliği ve  finansal yapı mümkünse  hemen çalışmaya başlanıyor ama  değilse bizim bir de eğitim faaliyetlerimiz var bu yan sanayi ve Aselsan’ın  birlikte bilgi tecrübesini paylaşacağı orada da eğitimler veriyoruz. Sadece üç yılda arkadaşlarımız tarafından 32 bin 800 saat eğitim verilmiş.  Bizim bir stratejik partnerlik  sistemimiz var. En küçük  KOBİ’den başladığımızda onu stratejik partnerliğe kadar getirmek istiyoruz. Çünkü stratejik partnerle daha ayrı  özel çalışmalarımız var. Şu anda 23 tane stratejik partnerimiz var.  Ürün Geliştirilmesi konusunda da KOSGEB’e ve firmalarımıza, alt yüklenicilerimize destek veriyoruz.

Türkiye’nin kg başına  ihracatı 1.30 dolarlar civarında 32-35 olabiliyor ama 1,5 ları daha görmedi. ASELSAN’ın kg başına ihracatı 600 dolar. Ülkemizin bu ihracattaki kg başına getirisini arttırmak adına savunma sanayinde çalışan ve faaliyet gösteren firma sayısını, alt yüklenici sayısını biz arttırmak istiyoruz

Bir ticari şirketiz ama hiçbir zaman önceliğimiz finansal değerler değil.  İhtiyaç bulunan sistemleri, malzemeleri  zamanında kullanımı ve fonksiyonel olması  bizim için önemli. 400 üzeri projemiz var. Bizim 2023’e kadar  8 milyar doların üzerinde bakiye siparişimiz var. Yani bugün bir şey yapmasa 2023’e kadar hali hazırda projesi var.  20 yıl sonrası bizim düşmanlarımızın  veya gelişmiş ülkelerin yaptığı faaliyetleri  takip etmek değil, ötesine geçmemiz ve o ülkelere bir takım  sistemleri bir takım platformları satar  hale gelmemiz gerekiyor.  Onun için çalışma arkadaşlarımla beraber gayretli bir şekilde çalışıyoruz.

ASELSAN hem yatırımlarını arttırıyor, şartlar ne olursa olsun arttırmak zorunda. Öz kaynağını kullanıyor, istihdamı arttırıyor. Yıl başından itibaren aldığımız personel sayısı  500’ü geçti, almaya da devam ediyoruz.”  Dedi. Prof.Dr.Haluk  Görgün konuşmasının ardından üyelerin sorularını cevapladı.