KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: "Ekonomiyi Üretim Odaklı Bir Yapıya Dönüştürmek İçin Adımlar Atmalıyız"

Geçmişte çeşitli dönemlerde olduğu gibi bugün yine Türkiye’nin daha üretim odaklı bir yapıya dönüşümün nasıl olacağına ilişkin tartışmaların yaşandığı bir dönemdeyiz. Artık fırsatların kaçırılmadan, çözümlerin bulunmasını arzuluyoruz. Bu anlamda görüşlerimiz zaten var. Birçok konuya ani çözüm üretmek yerine, stratejik hareket etmek ve net kararlarla, net çözüme gitmemiz gerektiğini düşünüyoruz.

Bu bakımdan uzun vadeli stratejilere uygun, kısa vadeli, somut, çok çeşitli kesimleri tatmin edecek düzeyde radikal hamleleri bekliyoruz.

-DOĞRU ÜRÜN VE ÜRETİMİN TEŞVİKİ
Yatırımın teşviki mantalitesi yerine, doğru ürün ve doğru üretimin teşviğine yönelmemiz gerekiyor. Konunun maliye tarafında ürüne yönelik vergisel teşviklerin ve istisnaların acilen devreye sokulmasını zaruri görürken, bütçe gelir-gider dengesinde de denk bütçeyi savunuyoruz. Büyüme aşamasındaki şirketleri vergisel teşviklerle özendirmediğimiz zaman entelektüel sermayeyi de kaçırıyoruz.

Diğer taraftan denk bütçeyi sağlayabilmek için mali disiplini farklı bir bakışla yönetmemiz gerektiğine inanıyoruz. Gelirleri devlet kontrolü ile toplar iken, gider tarafında rehavete kaçmamamız gerekiyor. Giderlerdeki artışın daha nitelikli ve sosyal devlet anlayışına uygun başarılabilmesi gerekiyor. Gelirlerin reel sektör üzerine yarattığı baskının azaltılması gerektiğini düşünüyorum.

-SEKTÖREL TERCİHLEME ZORUNLU
Türkiye’de gelecek 10 seneye, 20 seneye yönelik sektörel tercihlemenin iyi bir şekilde planlaması gerekiyor. Teşvik için doğru sektörü belirleyemezsek, ekonomimizi iç piyasaya çalışan büyük bir inşaat sektörü ile motive ederiz.

Girdilerin ve sermayenin bir kısmının yurt dışına bağımlı olduğu inşaat sektörünün satışları da ağırlıklı iç piyasaya olduğu için yapısal sorun oluşuyor. Kaliteli binalar, bankalardan borç alınarak yapılıyor. Bankalar da borçların bir kısmını dış dünyadan buluyor. Sektör dışa bağımlılığımızı arttıran bir eğilimde gidiyor. O yüzden inşaat sektöründe dışa bağımlılık hızla aşağıya çekilmeli diye düşünüyorum.

Çok önemli olan otomotiv sektöründe çok büyük mesafeler kat ettik. Kocaeli bölgesi olarak öncü olduk. Bundan sonraki görev otomotiv sanayindeki ithal girdi kullanımını hızla aşağıya çekilmesini sağlamaktadır. O zaman dış borç yükü yük olmaktan çıkar.

Bu iki sektör dışında turizm sektöründe ise kaygılar yaşıyoruz. Özellikle Rusya, Orta Doğu etkileri ile daha zor bir yıl olasılığı görülüyor.

Böylece ekonominin itici gücü olan bu üç sektördeki hamleler kaçınılmaz olmaktadır. Diğer taraftan öne çıkarılması gereken dışa bağımlı, ancak ihracatçı çok sayıda ürünümüz ve müteşebbisimiz var. Bu ürünlerin belirlenmesi ve dışa bağımlılığının azaltılması gerekiyor.

-DAHA RADİKAL ADIMLAR GEREKLİ
Para politikası tarafında, son dönemlerde adımlar atıldığını mutlulukla gördük, ancak çok daha radikal hamleler yapılmasını bekliyoruz. O da sanayiciye daha yakın, sürekli istişare halinde bir merkez bankacılığı yönetimi bekliyoruz. Üretimin rasyonel arttığı bir ortamda faizin, enflasyonun düşeceğine inancımız sonsuzdur. Bu vesileyle doğru yatırımcıya, doğru sektöre, doğru ürüne, düşük faizin uygulanabilmesini kaçınılmaz buluyoruz.

Diğer konu da; yatırım ortamının iyileştirilmesi denen, ancak bir türlü istenilen seviyeye ulaşılamayan olgudur. Yatırımcının yatırım yapma arzusunun, bireysel özgürlükler gibi düşünülmesi gerekmektedir. Geçmişe göre çok daha iyi bir konumda olmakla birlikte, ne yazık ki atılacak daha fazla hamle olduğunu düşünüyoruz. Bu kapsamda yatırım yapma ve prosedürlerin çok net tanımlanması ve sürekli güvenin sağlanması gerekmektedir.

-2016’DA ÖNEMLİ ADIMLAR ATILMALI
Diğer taraftan, geçen yılı değerlendirdiğimizde müdahale edemediğimiz dış faktörlere ilave olarak, içeride iki seçim geçirdik.

2015 yılını tüm olumsuzluklara rağmen yılı yüzde 3,5-4 civarında bir büyüme ile kapatacağımızı düşünüyoruz. Bir evvelki yıla göre bütçe ve cari açığımız olumlu ekonomik göstergelerimiz oldu.

Irak’taki olumsuzluklar, Suriye’de yaşananlar ve Rusya ile ilişkilerimiz açısından bakıldığında ülkemizi zor bir 2016’nın beklediğini söylemek yanlış olmaz. Bütün bu zorluklara rağmen 2016 yılında ekonomide önemli adımlar atılacağını umut ediyorum.

-BÜTÇE PERFORMANSI
Bütçede Kasım ayında 800 milyon TL fazla verdik. İlk 11 ayda bütçe 5,4 milyar TL açık verdi. Bütçe gelirlerinde yüzde 11,7 ve harcamalarda yüzde 20,8 artış oldu. Kasım ayında bütçe giderlerinde yüzde 20,8 artış olmasına rağmen fazla verdik. Yılın son ayında kapasiteler; Türkiye ölçeğinde yüzde 75,8, Kocaeli ölçeğinde yüzde 70,5 olarak gerçekleşti.

Yılın tümünü değerlendirdiğimizde; Türkiye yıllık yüzde  74,7, Kocaeli yıllık 70,8 oldu. Yılın tamamını değerlendirdiğimizde Kocaeli sanayi kuruluşlarının ortalama kapasite kullanım oranının yüzde 70,8 ile geçen yılın 0,5 puan gerisinde tamamladığını görüyoruz. Atıl kapasitelerin dolması ile Türkiye sanayisi rekabet gücünün artıracaktır. Umarız 2016 yılında kapasitelerde beklediğimiz canlanma gerçekleşir.

-DIŞ TİCARET PERFORMANSI
11,5 milyar dolar gerçekleşen Aralık ayı ihracatı ile yılı düşük bir performansla kapattık. İhracatımız geçen yıla göre yüzde 8,7 azaldı. Hepimizin de bildiği gibi ihracatımızdaki bu gerileme; pariteden ve jeopolitik ve ekonomik gelişmeler nedeniyle Irak’a ve Rusya’ya yapılan ihracatın yüksek oranda gerilemesinden kaynaklandı.

Toplam ihracatımızın yaklaşık yarısını gerçekleştirdiğimiz ilk 10 ülke ile olan ticaretimize baktığımızda; Suudi Arabistan hariç hepsinin gerilediğini görüyoruz.  Almanya yüzde -11,3, İngiltere yüzde -4,2, Irak yüzde -21,9, İtalya yüzde -4,7, İngiltere yüzde -0,1, Fransa yüzde -10,2, İspanya yüzde 0,2, İran yüzde -8,1, Rusya yüzde-39, S. Arabistan yüzde 14,3…

Diğer taraftan paritenin olumsuz etkisini; ihracatımızın yüzde 45’i Avrupa ile olan ticaretimizde yaşadık. 2015 yılında dolar bazında Avrupa’ya olan ihracatımız yüzde 8,3 azalırken, Euro bazında yüzde 9,8 arttı.

Paritenin etkisini arındırdığımızda; ihracatımızın geçen yıla göre aslında binde 3 gerilediğini söyleyebiliriz. Nitekim, ihracatımızı Euro ile yaptığımız ülkelere tekrar baktığımızda, Euro bazında ihracatın arttığını anlıyoruz.

İthalatta ise Aralık ayı henüz açıklanmamış olmakla birlikte; yaklaşık geçen yılın yüzde 15 gerisinde kapattık.

Düşen enerji fiyatları, ithalattaki gerilemenin temel nedenini oluşturdu. Böylelikle dış ticaret açığımız da yüzde 28 civarında geriledi.

-CARİ AÇIKTAKİ DÜŞÜŞ
2015 yılında; dış ticaret açığındaki bu gerilemenin olumlu yansımalarını da cari açıkta gördük. Cari açığımızdaki bu gerileme sevindirici, ancak bu açığı ne yazık ki ürettiğimiz için kapatmıyoruz. Cari açığın finansmanına gelince; aslında doğrudan yatırımlar geçen yıla göre arttı diye sevinirken, bu yatırımların çok az bir kısmı ‘greenfield’ (Sıfırdan sabit sermaye yatırımı) geldiğini biliyoruz.

Doğrudan yatırımcıların çoğunluğu hazır satın alıyor, hisse satın alıyor ya da özelleştirmeden satın alıyor. Ne yazık ki, greenfield yatırımlarını özendirmede yeteri kadar başarılı değiliz.

REEL EFEKTİF DÖVİZ KURU
Reel Efektif Döviz Kuruna baktığımızda; aralık ayında 98,45’e geriledi. 2015 yılı ortalaması endeks 99,79 ile en düşük değere geldi. 2003 yılının ortalaması 100’dü. Türk Lirası, 2015 yılında hiç olmadığı kadar değer kaybetti.

TL’nin değer kaybetmesi özünde rekabetçiliğin artması diye görünebilir. Oysa TL’nin tek başına bu kadar değer kaybetmesi bizi rekabetçi yapamıyor. Uzun vadeli bir değerlendirme yapılırsa; paranın sürekli değer kaybetmesi ekonominin gücündeki bir zayıflamaya da işaret ediyor olabilir. Ülkemizin daha rekabetçi olabilmesi için; Türkiye’nin dışa bağımlılığı olmadan bir büyüme gerçekleştirirken, cari açığın daralmasını ve TL’nin de çok değerlenmemesini istiyoruz.

-KOCAELİ’DEN İHRACAT GERİLEDİ
Kocaeli Gümrüklerine göre Aralık ayında; ihracat 1,4 milyar dolar, ithalat 3,7 milyar dolar oldu. Yılın tümünde İlimiz İhracatımız; 16,9 milyar dolar ile geçen yıla göre yüzde 11,6 ve ithalatımız 42,9 milyar dolar ile yüzde 13,3 geriledi.

Kocaeli ihracatının yaklaşık yüzde 42’sini gerçekleştiren otomotiv sektörü haricinde tüm sektörlerin ihracatlarında azalışlar gördük. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızı kutluyoruz.Toplam dış ticaretimiz ise 59,7 milyar dolar ile yüzde 13 azaldı.

-ENFLASYON
Aralık ayında TÜFE yıllık bazda yüzde 8,81 ile beklentimizin üzerinde gerçekleşti.

Enflasyon Merkez Bankasının belirlediği 7,9’luk hedefin de üzerine çıktı.

Aralıkta Rusya ile gerginliklerden kaynaklı satamadığımız gıda ürünlerinin, enflasyonu aşağı yönlü etkilemesini düşünüyorduk.  Beklediğimiz olmadı.

2015 yılında enflasyonu artıran; gıda fiyatları ve kur etkisi oldu.