KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: "Türkiye için En Büyük Açmaz Sanayileşme Oranının Düşüklüğü"

KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu; Türkiye’nin en büyük açmazı olarak sanayileşme oranının düşüşte olmasını gösterdi.

Türkiye’nin sanayileşme yolunda uygulamaya koyduğu reform paketlerini memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Ayhan Zeytinoğlu, büyümeye yüzde 20’lik sanayi katkısının bir hedef olarak 2023 hedefleri arasına konulması gerektiğini söyledi.

Türkiye ekonomisinin ‘iyileşme yolunda’ olduğuna vurgu yapan Ayhan Zeytinoğlu, ekonomik istikrara yönelik tehditler arasında ‘sendikal sorunlar’ın ayrı bir yeri olduğuna dikkat çekti:

Ayhan Zeytinoğlu Türkiye ekonomisine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

“Türkiye’nin sanayileşme oranının düşüşte olmasını, bir numaralı handikap konusu olarak görmekteyiz. Aslında küresel ekonomi 2016 yılında sancılı bir şekilde devam ederken; hizmetler sektöründe çok ileri seviyede olan Avrupa Birliği bile önümüzdeki dönemde sanayiye yönelmeye çalışıyor. AB; 2020’de sanayinin GSYH’daki payını yüzde 16’dan, yüzde 20’ye çıkarmak istiyor. ABD Başkanı Obama’nın başa geldiğinden bu yana sanayiyi büyütmeye yöneldiğini ve Çin’in şirketlerini destekleme çabalarını görüyoruz.

Geçtiğimiz yüzyıla baktığımızda, böyle dönemler fırsatları da beraberinde getiriyor. Ülke olarak biz de bu fırsatları değerlendirmeliyiz.

Aynı Avrupa Birliği gibi, ülkemizin de kalkınma planlarında ‘2023 yılında sanayinin GSYH’daki payını yüzde 20’ye çıkarma hedefinin yer alması gerektiğini düşünüyoruz.

Bununla birlikte, sanayileşmeyi destekleyecek yapısal reformları memnuniyetle görmekteyiz. Ar-Ge reform paketi, yeni devlet destekleri bu sürece katkı verecektir.

Bilgisi ve tecrübesi olan ve ayrıca inovatif yeteneği olan firmalarımızın, tam da yatırım yapmaları için bir ortam olduğunu düşünüyoruz.

-İSTİHDAMDA SORUNLU TABLO

Diğer taraftan, istihdamda da tablonun sorunlu seyretmesi dikkat çekicidir. Geçtiğimiz ay (23 Mart’ta) TUİK tarafından yıllık işgücü verileri açıklandı. 2015 yılında yüzde 10,3 ile işsizlik oranı tekrar çift haneye çıktı.

Ancak, son on yılda; işgücüne katılma oranının yüzde 44,9’dan yüzde 51,3’e ve istihdam oranının yüzde 40,6’dan yüzde 46’ya yükselmesi memnuniyet vericidir.

Diğer taraftan veriler bize; sanayinin istihdam yaratma kapasitesinin de giderek azaldığını gösteriyor.

2005 yılında sanayide istihdam edilenlerin oranı toplam istihdamın yüzde 21,6 iken; 2015 yılında bu oran yüzde 20’ye gerilemiş. İşsizlikte kalıcı çözüme sanayideki istihdamı artırarak ve istihdamda sanayinin payını artırarak ulaşabiliriz.

-ARA ELEMAN İHTİYACI ARTIYOR

İşsizliğin tekrar çift haneye çıktığı dönemde, reel sektörün temsilcileri olarak ara eleman ihtiyacımız devam ediyor.

Bunu Kocaeli İŞKUR verileri de teyit ediyor. İŞKUR’a göre; 2015 yılında alınan açık iş sayısı 57 bin 660 kişi iken, sadece 26 bin 35 kişi işe yerleştirilmiş. Dolayısıyla bu verilerden, sanayinin mevcut talebinin karşılanamadığını görüyoruz.

Sanayinin ara eleman ihtiyacının karşılanmasında, mesleki eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Odamızın “Nitelikli Mesleki İstihdam ve Sürdürülebilir Stratejiler Geliştirme” isimli çalışmasından bazı hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum.

Yaptığımız çalışma; ülkemizde mesleki eğitimde hem niceliksel, hem de niteliksel sorunlar olduğunu belirgin bir şekilde gösterdi.

Mesleki eğitimdeki öğrenci dağılımını dünyadaki ülke ve ülke grupları ile karşılaştırdığımızda; OECD yüzde 44, Türkiye yüzde 43,6, Kocaeli’nin yüzde 53,2 olduğunu görüyoruz. Türkiye ile OECD ülkeleri ortalamasında çok büyük bir fark olmadığını görmemekle beraber, biliyoruz ki ülkemizde mesleki alanlara turizm, ticaret, sanat ve din eğitimi de dahil ediliyor.

Nitekim sadece imalata dönük mesleki eğitimde Kocaeli yüzde 21,2’ye geriliyor. Kocaeli’ni ilimize çok benzeyen İtalya’nın bir sanayi kenti olan Torino ile karşılaştırdığımızda; Torino’da sadece imalata yönelik mesleki eğitim yüzde 44,8.

Öncelikle; yüzde 21,2 olan sadece imalata yönelik mesleki eğitim oranımızın yüzde 45’e çıkarılmasını arzu ediyoruz.

Diğer taraftan; meslek liselerinin niteliğini, kalitesini artırmalıyız ki, okullarımızın cazibesi artsın ve tercih edilir olsun.

Bunun için; öncelikle öğretmenlerimizin teknolojiye uyumlarını ve meslek okullarımızın fiziki imkanlarını artırmamız gerekiyor. Bunu da meslek liseleri ile sanayi işbirliğini daha da artırarak ve staj şartlarını geliştirerek sağlayabileceğimizi düşünüyoruz.

Ara eleman ile ilgili nitelik sorununun yanı sıra, işçilik maliyetlerimiz de giderek yükseliyor.

TL’nin değerlenmesiyle dolar bazında bu maliyet daha da yükseliyor.

Ayrıca önümüzdeki günlerde sendikal sorunlar da yaşayacağımızı düşünüyoruz.

-BÜTÇEDE OLUMLU GELİŞME

Şubat ayında da bütçe 2,4 milyar TL fazla verdi. Bütçe giderleri binde 5 gerilerken, Bütçe gelirleri yüzde 11,4 arttı. Yılın ilk iki ayında 6,6 milyar TL fazla verdik. (geçen yılın 4 katı) Bu, bizim her zaman savunduğumuz ve istediğimiz bir tablo. Giderler tarafında daha tutucu olmak kaydıyla sanayicinin üzerindeki vergi yükünün azaltılabilmesi mümkün olabilir.

-EKONOMİDE DÜZELME SİNYALLERİ

Gümrük Bakanlığının kayıtlarına göre mart ayı ihracat yüzde 3,2 artışla 12,8 milyar dolara çıktı. İthalat ise 17,8 milyar dolar ile yüzde 5,1 geriledi. Ekonomide düzelme sinyalleri görüyoruz.

İhracattaki artış AB ülkeleri ile olan ihracat artışımızdan kaynaklanıyor. Geçen yıl ilk üç ayda AB’ye yüzde 12 gerileyen ihracat, bu yıl yüzde 6 artmış. AB ekonomisindeki toparlanmayla birlikte, Türkiye-AB zirvesinin olumlu sonuçlarını gördüğümüzü düşünüyoruz.

-KOCAELİ’DE İHRACAT

Kocaeli Gümrük verilerine göre ihracatımız; geçen yıl Nisan’dan bu yana 1,6 milyar dolar ile en yüksek seviyeye ulaştı. Aslında Kocaeli’nden yapılan ihracat geçen yıla göre yüzde 2,7 gerilemiş olmasına rağmen, bir evvelki aya göre yüzde 26 arttı. Yine de ihracatın toparlanıyor olmasından mutluyuz.

-ENFLASYON GERİLİYOR

Mart ayında enflasyon beklediğimiz gibi gerilemeye devam etti. Umarız enflasyondaki düşüş kalıcı olur.

Aylık olarak; TÜFE  – yüzde 0.04, yıllık olarak yüzde 7,46) ÜFE yüzde 0.4, yıllık olarak yüzde 3,80 oldu.

Enflasyondaki düşüş temelde tüketimdeki yeterince canlanmama ile ilgili iken aynı zamanda; Rusya’ya yapılan ihracattaki sert düşüşten de kaynaklanıyor.

Önümüzdeki aylarda da gerek baz etkisi ve petrol fiyatlarının sınırlı artış göstermesi nedeniyle enflasyonda gerilemenin devam edeceğini düşünüyoruz. Bu konjonktürü de iyi değerlendirmemiz lazım.

Özellikle Merkez Bankasının faizleri indireceğini umut ediyoruz.

-KURLAR-KAPASİTE-SANAYİ ÜRETİMİ

Reel Efektif Döviz Kurunda; Mart 100,53 oldu. / Endeksi 100’de tutmamız gerekiyor. TL giderek değerleniyor.

Sanayinin kapasiteler kullanımı yüzde 74,3, Kocaeli’de yüzde 70,4 ile paralel devam ederken, Şubat ayında yüzde 5,8 olarak gerçekleşen sanayideki büyüme bizleri umutlandırdı.

Ülkemiz; büyüme, enflasyon, kur, işgücü, sanayileşme, dış ticaret verileri itibariyle, küresel ekonomiye göre görece daha iyi bir performans sağlamaktadır.

Tüm olumsuz koşullara rağmen, bir evvelki yılın bir puan üzerinde, yüzde 4 olarak gerçekleşen büyüme morallerimizi düzeltti.

Ancak kalkınma noktasında kaygılar devam etmektedir. Nitekim; yüzde 4 büyürken, sanayi payının azalma eğiliminde olduğunu ve kişi başı gelirin 10 bin 395 dolardan, 9 bin 261 dolara düştüğünü görüyoruz. 2015 yılında imalat sanayinin GSYH içerisindeki payı yüzde 15,8’den yüzde 15,6’ya geriledi. Son on yıla baktığımızda bu gerileme daha dramatik: Yüzde 17,3’ten yüzde 15,6’ya düşmüş.