PROSES EMNİYETİ SEMPOZYUMU VE SERGİSİ SEKTÖRE YÖN VERDİ
Kocaeli Sanayi Odası, kimya sektöründeki dengeleri değiştirmesi beklenen yeni yönetmelikleri tartışmak üzere Proses Emniyeti Sempozyumu ve Sergisi’ni düzenledi. 14 – 15 Mayıs 2018 tarihinde The Green Park Pendik Hotel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Sempozyuma 1.400 kişi katıldı.
Mevzuat yapıcılar, denetçiler, firma sahipleri, sektör çalışanları, eğitimciler ve belgelendirme kuruluşlarını bir araya getiren Sempozyum, Türkiye’nin en çok ihracat yapan üçüncü sektörü olan kimya sektörünün geleceğine ışık tuttu. Konu ile ilgili tüm paydaşları buluşturan etkinlikte katılımcılar; bilgi birikimlerini, araştırmalarını, sorun ve çözüm önerilerini, ürün ve hizmetlerini paylaşma fırsatı yakaladı.
Sektör Seveso’yu tartıştı
Sempozyumdaki en önemli başlık, üretim sürecinde belirli bir oranın üzerinde kimyasal madde bulunduran tüm firmaları ilgilendiren Seveso Direktifileri oldu. Büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve etkilerinin azaltılması için geliştirilen Seveso Direktifleri, 1976 yılında İtalya’nın Seveso kasabasında gerçekleşen kazanın ardından, Avrupa Birliği tarafından benzer kazaların önlenmesi ve kontrolü amacıyla kabul edildi. Ülkemizde de ilk olarak 2010 yılında yayımlanan ve 2013 yılında revize edilen, SEVESO Direktiflerini içeren Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkındaki Yönetmelik, Temmuz 2018’de bir kez daha güncellenecek.Mevcut yönetmelik kapsamında, tehlikeli kimyasal madde içeren firmaların kaza risklerini 10 binde 1’e düşürme zorunluluğu bulunuyor. Temmuz ayında güncellenecek yeni yönetmelikte ise büyük endüstriyel kaza riskini milyonda bire düşürecek tedbirler geliyor. Ayrıca kimyasalların yeniden sınıflanması söz konusu olacak.
Güncellenen yönetmelik, Türkiye’de başta petrokimya, plastik, boya, kozmetik ve yalıtım malzemeleri sektörleri için yeni bir dönem başlatacak. Sektörü bekleyen bu yeni yaptırımlar ilk kez Sempozyum’da tüm tarafların katkısıyla masaya yatırıldı.
Sempozyumda diğer öne çıkan başlık ise; işyerlerindeki tehlikeli alanların belirlenmesi, kontrol önlemlerinin alınması ve uygun elektriksel ekipmanın seçimi gibi konuları kapsayan ATEX Direktifleri oldu. Sanayide Dijital Dönüşüm de Sempozyuma katılan konuşmacıların dikkat çektiği konular arasında yer aldı.
Kocaeli Sanayi Odası kimya sektörü için önemli bir etkinliğe imza attı
Etkinlik, Proses Emniyeti Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve Kocaeli Sanayi Odası Meclis Üyesi Hasan Şerefhan ve Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çınar Ulusoy açılış konuşmalarıyla başladı.
Firmalara maliyeti yüksek
Proses Emniyeti Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve Kocaeli Sanayi Odası Meclis Üyesi Hasan Şerefhan, açılış konuşmasında, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden olan kimya sektörünün daha verimli koşullarda ilerlemesi, ülke güvenliği, çevrenin korunması ve her şeyden önce de insan sağlığı açısından sanayinin üzerine düşen yeni görevler bulunduğuna dikkat çekti.
Şerefhan, kimya sanayinin SEVESO Direktiflerine uyum sürecinde tüm proseslerini gözden geçirmek zorunda kalacağını ve bunun firmalara verimliliklerini ölçme ve gerekli iyileştirmeleri yapma fırsatı da sunacağını bildirdi. Büyük bir endüstriyel kazanın, firmanın kapanmasına kadar gidebilecek büyük yıkımlara neden olabileceğine de dikkat çeken Şerefhan, firmaların risklerini milyonda bire düşürmesinin yalnızca ülke için değil firmalar için de son derece kritik olduğuna dikkat çekti.
Artan rekabet koşullarında firmalar için SEVESO Direktiflerine uyum maliyetlerinin son derece yüksek olduğunun altını çizen Şerefhan, bu konuda Bakanlık yetkilileriyle sektörün üretim süreçlerinde bir aksama yaşanmaması adına neler yapılabileceğini ve teşvik desteğini müzakere ettiklerinin bilgisini paylaştı.
AB fonları yatırımlar için kullanılabilir
Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çınar Ulusoy ise açılış konuşmasında sektör için son derece önemli olan böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutlu olduklarını belirtti. Kimya sanayinin yüzde 27’sinin Kocaeli’de faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Ulusoy, SEVESO Direktifleri kapsamına giren en fazla firmanın bulunduğu ilin de Kocaeli olduğunu bildirdi. Ulusoy, ülke güvenliği açısından kritik önem taşıyan SEVESO Direktiflerinin uyumlaştırılması sürecinde firmaları bekleyen büyük yatırımlar olduğunu ifade ederek, bu konuda Avrupa Birliği fonlarının kullanılmasını ya da teşvik ve destek mekanizmasının devreye sokulmasını talep ettiklerinin altını çizdi. Ulusoy, bu yıl ilkini düzenlediklerini Proses Emniyeti Sempozyum ve Sergisi’ni geleneksel hale getirmeyi hedeflediklerini de açıkladı.
Önemli konuşmacılar sektör temsilcilerini bilgilendirdi
Sempozyumun ilk gününde, çağrılı bildiri oturumları gerçekleşti. Bu oturumların ilkinde Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Komisyonu’ndan Serkan Girgin; Natech Risk Değerlendirmesi ve RAPID-N Natech Risk Analiz Sistemlerini aktardı.
Girgin, İtalya’nın Seveso kasabasında 1976 yılında yaşanan kazanın tüm dünyanın kaderini değiştirdiğini ifade ederek; bu kaza sonrasında insanların güvenliği için Seveso Direktiflerinin geliştirildiğine dikkat çekti. Girgin; Seveso 3’ün temel değişiklik nedeninin doğal afetler olduğunu belirterek, doğal afetlerin büyük kazalara neden olabileceğini ve bu konunun risk yönetimi çerçevesinde dikkate alınmasının gerekliliğinin altını çizdi.
Natech’in kelime anlamının doğal afetlerin neden olduğu teknolojik felaketler olduğunu belirten Girgin, Avrupa Birliği ülkelerinde zarara neden olan ilk üç doğal afetin deprem, sel ve yıldırım olduğunu söyledi.
Girgin, Natech kazalarının önlenmesi için multidisipliner bir bakış açısının gerekli olduğunu söyledi ve bu konuda atılması gereken adımları yedi başlıkta özetledi:
- Tehlikeli maddelerin belirlenmesi
- Tehlikeli ekipmanların belirlenmesi
- Tehlikelerin belirlenmesi
- Büyük kaza senaryolarının oluşturulması
- Büyük kaza senaryolarının analiz edilmesi
- Büyük kaza frekansının değerlendirilmesi
- Kontrol tedbirlerinin belirlenmesi
İkinci çağrılı bildiri oturumunda ise T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi Abdurrahman Akman, SEVESO Direktifi ve Türkiye’deki Gelişmeleri aktardı.
Akman, yönetmeliklerin kazaları önlemek için yeterli olmadığını, kazaları önleyen şeyin yönetmeliklerde yazılı tedbirlerin sahada vücut bulmasını sağlamanın ve vücut bulan bu tedbirlerin de yaşam döngüsü içerisinde kendisinden beklenen düzenlemelerle hayata geçirilmesinin gerekli olduğunu söyledi.
“Yeni kaza yoktur, tekrar eden kaza vardır” diyen Akman, geçmişteki kazaların önemli tecrübeler olduğunu ve mutlaka analiz edilmesi gerektiğini belirtti. Akman, risk değerlendirmesinde sadece dahili değil, sel gibi deprem gibi harici risklerin de değerlendirme kapsamına alınması gerektiğini ifade etti. Akman, tesislerin uygun metotlarla önlemlerini almaları konusunu da örnekler vererek açıkladı.
Kimyasallar nasıl yönetilmeli
İlk günün birinci oturumu, Mustafa Bağan’ın oturum başkanlığında, “Kimyasalların Yönetimi ve Kantitatif Risk Değerlendirmesi” başlığıyla gerçekleşti.
DYO Boya Fabrikaları A.Ş.’den Özgür Özgün, “Güvenlik Yönetim Sistemi Büyük Kazaların Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi Modülünün Süreç Olarak Açıklanması” konulu bir sunum gerçekleştirdi.
TÜPRAŞ İzmit Rafinerisi’nden Gözde Türk Ekşi ise “Büyük Kaza Senaryolarının Karşılaştırılmasında Kullanılan Kantitatif Analiz Metodları” hakkında bilgi verdi.
FESTO’dan Timo Burket, “Fonksiyonel Güvenlik-SİL” hakkında bilgi aktardı.
Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Suna Balcı ise “Proses Güvenliği ve Değişimin Yönetiminde HAZOP-LOPA Yaklaşımı ile SİS Yeterliliği” hakkında bir sunum yaptı.
AUMA Riester Gmbh & Co. KG’den Dr. Jörg Isenberg ise “Fonksiyonel Güvenlik Sistemleri İçin Bileşenlerin Seçimi – Gereklilikler, Sertifikalar ve Tipik Tehlikeler” hakkında katılımcılara deneyimlerini paylaştı.
Güvenlik yönetim sistemi nedir
Birinci günün ikinci oturumu “Güvenlik Yönetim Sistemi Unsurları” hakkında gerçekleşti. Oturumun başkanlığını Proses Emniyeti Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve Kocaeli Sanayi Odası Meclis Üyesi Hasan Şerefhan gerçekleştirdi.
Oturumda, Önder Akademi’den Özlem Özkılıç, “Güvenlik Yönetim Sistemi (GYS) Kurulumu ve Performans Ölçümlemesi için Sistem Dinamik Modelinin Oluşturulması” başlıklı bir sunum yaptı.
BASF’tan Ömür Vural TAŞDEMİR “BASF’de Değişimin Yönetimi”, Solventaş Teknik Depolama A.Ş.’den Tuba Demir ise “Sürekli İyileştirmenin Odağı: Olay Araştırma – Soruşturma” konulu sunumlar gerçekleştirdi.
Roketsan Roket Sanayii’den Derya Çalışkan da “Tasarım Aşamasında Proses Güvenliğinin ve Yatırımlarının Yönetilmesi” ile ilgili bilgiler paylaştı.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’ndan Elif Gökçay Bilici “Endüstriyel Kazaların İzleme ve Denetiminde Öngörü Yaklaşımı ve İnsan Hatalarının Etkisi” konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
Güvenlik raporunun hazırlanmasında nelere dikkat edilmeli
Sempozyumun ikinci gününde gerçekleşen ilk oturum ise “BKÖP / Güvenlik Raporunun Hazırlanması, Denetim Süreci ve Uygulamalar” hakkında oldu. Oturum başkanlığını Selçuk Denizligil yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Hüseyin Baran Akınbingöl, “2012/18/Eu Seveso III Direktifine Paralel Olarak Hazırlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında 2018 Yılı Taslak Yönetmelik İle İlgili Seveso III Direktifi 4’ ncü Maddeden Hareketle Risk Değerlendirmesi İçin Çerçeve İhtiyacı” başlıklı bir sunum yaptı.
ARAMİS Danışmanlık’tan Hüseyin Özcan, “Güvenlik Raporlarının Hazırlanması ve Denetim Süreci” ile ilgili bilgiler verdi.
ROTORK’tan Fatih Kutlu ise “Proses Emniyeti İçin Vana Kontrol Uygulamaları” hakkında katılımcılara deneyimlerini aktardı.
METSO’dan Lütfü İlgün “ESD Vana Testlerinin Proses Güvenliğine Katkıları”, REMBE’den Stephan Burmann ise “Kimya Endüstrilerinde Patlama Diski Kullanımı İle Emniyet Vanasının Korunması” ile ilgili sunumlarını paylaştı.
A’dan Z’ye ATEX
Sempozyumun ikinci gününün ikinci oturumu ise sektörün öncelikli konularından ATEX hakkında gerçekleşti. Avni Haznedaroğlu’nun oturum başkanlığını yaptığı oturumda, “Muhtemel Patlayıcı Ortamlarda; Risk Değerlendirme, Sınıflandırma ve Ekipman Uygunluk” konusu ele alındı.
T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji BakanlığıSanayi Genel Müdürlüğü’nden Abdullah Karahan, “ATEX Belgelendirme” hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Seyir AkademiOSGB İş Sağlığı ve Güvenliği San. ve Tic.Ltd.Şti.’den Efari Bahçevan, “Patlayıcı ortamlarda risk değerlendirmesi ve uygulamaları” hakkında sunum yaptı.
TÜPRAŞ’tan Ömer Yiğit Astepe, “Patlayıcı Ortamlarda Yaşam Döngüsü Yönetimi”, IEP’den Nurettin Terzioğlu, “Muhtemel Patlayıcı Ortamlarda Montaj ve Periyodik Kontrol ve Revizyon Uygulamaları” ile ilgili bilgi verdi.
İTÜ’den Doç.Dr. Ali Sarı, “Patlama Analizleri ve Etkilerini Azaltma Çalışmalarında Yapılan Tipik Hatalar” ile ilgili katılımcılara deneyimlerini aktardı.
Proses emniyeti için 3 milyon dolarlık yatırım gerekiyor
Sempozyumun ikinci günü, “Proses Emniyeti: Faydalar, Zorluklar ve Çözüm Önerileri” başlıklı panel ile son buldu. Bloomberg HT TV Haber Koordinatörü Ali Çağatay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi Abdurrahman Akman, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü ve Denetimi Şube Müdürü Özlem Yıldırım, T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Uzmanı Fatih Şen, Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çınar Ulusoy, Kimya İşverenler Sendikası (KİPLAS) Başkanı Feridun Uzunyol, TÜPRAŞ İzmit Rafineri Müdürü Metin Tüfekçioğlu katıldı.
Bloomberg HT TV Haber Koordinatörü Ali Çağatay, Seveso Direktiflerinin özel sektör, kamu, çalışan, sivil toplum ve akademisyenler gibi tüm tarafların üzerinde ittifak oluşturduğu bir konu olduğuna dikkat çekerek paneli açtı.
Sanayinin 2 milyar dolarlık kaynak ihtiyacı var
Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çınar Ulusoy, konuşmasına çarpıcı bir örnekle başlayarak şunları söyledi: “Güney Afrika’da 1970’lerde kapatılmış bir elmas madeni var. 200 yıl faal işletilen bu elmas madeninde 4,5 milyon insan çalışmış ve bunların yüzde 99’ı köleymiş. Bu 4,5 milyon kişiden bir kişi bile iş kazası nedeniyle ölmemiş. Ülkemizde ise 1400’ün üzerinde ölümü iş kazası olduğunu biliyoruz. Sanayiciler olarak biz durumun farkındayız ve bu nedenle I. Proses Emniyeti Sempozyumu ve Sergisi’ni kendimiz ön ayak olup düzenledik.”
Çınar Ulusoy, Türkiye’de şu an Seveso II Direktiflerinin yürürülükte olduğunu, Temmuz ayında ise Seveso III’ün devreye girmesinin beklendiğini ifade ederek, sanayinin henüz güvenlik raporu düzeyini aşamadığını, yönetmelik gerekliliklerini yerine getirebilen firma sayısının çok az olduğunu bildirdi. Firmaların çok ciddi yatırımlarla bu yükümlülükleri yerine getirebileceğini ifade eden Ulusoy, tesisin büyüklüğü ve bu güne kadar aldığı güvenlik tedbirlerine göre değişiklik gösterse de yaklaşık 2-3 milyon dolar düzeyinde bir yatırımın firmaları beklediğini bildirdi. Şu anda öncelikle 641 firmanın bu tedbirleri alması gerektiğini bildiren Ulusoy, sanayinin 2 milyar dolar düzeyinde bir kaynak ihtiyacı olduğunun görüldüğünü açıkladı.
Horizon Projeleri yatırım desteği için kullanılabilir
Ülke güvenliği için kısa sürede yol alınması gerektiğini ifade eden Ulusoy, kamu ile sanayi kuruluşlarının birlikte hareket etmesi gerektiğini açıkladı. Teşvik desteğinin kritik önem taşıdığının altını çizen Ulusoy, Avrupa Birliği Horizon Projeleri desteklerinin alınabileceğini vurguladı. Ulusoy, kimyasal depolama tesislerine ek olarak enerji nakil hatlarının da Seveso III kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
DASK modeli ile finanse etmek mümkün
Kimya İşverenler Sendikası (KİPLAS) Başkanı Feridun Uzunyol, gerekli tedbirleri almak için işverenin sermaye ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, sigortaların en önemli sermaye aracı olabileceğine vurgu yaptı. Uzunyol, sigortanın geleceğinizde olmaması gereken bir konunun önceden finanse edilmesi için toplanan paranın değeri olduğunu bildirerek, “Geçmişte bazı kanun yapıcılar sigortaları yanına alarak bazı sigortalar yaptı, örneğin DASK gibi. Aynı model proses emniyeti yatırımları için uygulanabilir. Ödenen bu paranın bir kısmı koruyucu olarak farklı kalemlerde kullanılabilir. Böylelikle 2 milyon dolarlık yatırım finanse edilebilir” dedi.
Mühendislik müfredatı sıkıntılı
TÜPRAŞ İzmit Rafineri Müdürü Metin Tüfekçioğlu ise proses emniyetinin olmazsa olmaz olduğunu belirterek, “Çalışanınıza, ürettiklerinize ve çevreye sahip çıkmak istiyorsanız proses emniyetinin hayata geçirilmesi son derece önemli” dedi. Tüfekçioğlu, mühendislik müfredatının sıkıntılı olduğunu, mezunların bu konuda hiçbir fikri olmadan işe başladıklarını ifade etti. Özellikle üretimde çalışacak mühendislerin proses emniyeti eğitimi almasının önemli olduğunu vurgulayan Tüfekçioğlu, kendilerinin özellikle genç nesile de hitap edebilmek için VR gözlüklerle simülasyon eğitimleri düzenlediklerini bildirdi. Yeni nesilin görsellikle öğrendiğine dikkat çeken Tüfekçioğlu, kazaların yaşanarak öğrenmesi mümkün olmayan şeyler olduğunu bunun için en ideal yöntemin simülasyon olduğunu söyledi.
Önleyici teftiş anlayışı geldi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi Abdurrahman Akman, çalışma barışının sağlanmasına dikkat çekerek,çalışanların işyerlerinde birçok tehlikeyle karşılaşabildiğini, bu sorunların giderilmesi için iş müfettişlerinin birçok denetim gerçekleştirdiğini ifade etti. Akman, Teftiş Kurulu’nun 2011 yılında paradigma değişikliğine giderek tepkisel denetimler yerine önleyici teftiş anlayışına geçtiğini de belirtti. Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkındaki Yönetmelik ile ilgili 2014 yılında araştırma teftişi yapıldığını da sözlerine ekleyen Akman, bu kapsamda iş yerlerine gidilerek yönetmelik hakkında bilgiler ve tavsiyeler verildiğini aktardı. Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkındaki Yönetmelik üzerinde değişiklik çalışmasının devama ettiğini açıklayan Akman, yakın zamanda güncellenen yönetmeliğin yayınlanmasının beklendiğini bildirdi.
18 Temmuz’a kadar tehlikeli madde beyanları yapılmalı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü ve Denetimi Şube Müdürü Özlem Yıldırım ise Bakanlığın kuruluşları kayıt altına almak için bir sistem kurduğunu belirtti. Kurulan BEKRA Bildirim Sistemi aracılığıyla şirketlerin bulundurdukları tehlikeli maddeleri beyan etiklerini söyleyen Yıldırım, tehlikeli madde oranına göre şirketlerin alt ve üst seviye olarak ayrıştıklarını aktardı. Yıldırım, Bekra II kayıtlarına göre Türkiye’de 350 civarında üst, 350 civarında da alt seviye kuruluş olduğunu, Bekra III kayıtlarına göre ise bunlara ilave 79 üst, 61 alt seviye kuruluşun yeni kayıt yaptırdığını ifade etti. Yıldırım, firmaların 18 Temmuz 2018 tarihine kadar formlarını güncellemesi gerektiğinin de altını çizdi. Web tabanlı uygulanabilir bir sistem geliştirdiklerini ifade eden Yıldırım, saha denetimlerine ilişkin de denetim modüllerini geliştirdiklerine dikkat çekti.
Riskleri azaltmak gerekiyor
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Uzmanı Fatih Şen ise endüstriyel kazaların bir heyelandan daha fazla zarar verebileceğini belirterek önceden tedbir almanın kritik önem taşıdığına dikkat çekti. AFAD’ın uyguladığı Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) hakkında da bilgiler veren Şen, TAMP ile afetler konusunda risk azaltma, hazırlık, müdahale ve afet sonrası iyileştirme çalışmalarının bir bütünlük içinde yürütülebilmesini sağlayacak çalışmalar yürüttüklerini belirtti.