"Sorunlar çözüldükçe daha da iyisini yaparız!" diyen KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: "İş dünyası olarak orta vadeli programı destekliyoruz"

KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan Orta Vadeli Program hedeflerinin gerçekleşmesi için iş dünyası olarak tam destek verdiklerini söyledi.

İş dünyasının daha da iddialı hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için gereken potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Ayhan Zeytinoğlu, “Rusya ile sorunlarımız çözüldü. Şimdi bölgesel olarak yaşanan Irak ve Suriye sorunları da çözüldüğünde Türkiye ekonomisinin büyüme ve ihracatta da büyük sıçrama yapacağı kanaatindeyim.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’nin her açıdan normalleşmesini içeren bu süreçte, özellikle uluslararası sorunlarının da çözülmesinin yaratacağı katkılarla S and P ve Moody’s’in Türkiye’nin kredi notlarını düşürmesinin bir tehdit olmaktan çıkacağına dikkat çeken Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye’nin yapısal reformlarla yükselecek ekonomisi ile birlikte yine küresel arenada hakkı olan konuma ulaşacağını söyledi.

Başkan Zeytinoğlu Orta Vadeli Program hedeflerinin Türkiye ekonomisi için taşıdığı önemin altını çizerek şu değerlendirmeleri yaptı:

-BÜYÜME

Orta Vadeli Program’da Büyüme hedefleri 2016’da  yüzde 3,2, 2017’de yüzde 4,4 2018 – 2019 için de yüzde 5 olarak açıklandı. Biliyorsunuz yılın ilk yarısında ülkemiz yüzde 3,9 ile ılımlı bir büyüme performansı sergiledi. Dünya konjonktürüne göre önümüzdeki üç yılda da ılımlı bir büyüme bekleniyor. Yüzde 5 düzeyindeki büyümeye mevcut üretim gücümüzün artması ve yeni yatırımlarla ulaşabiliriz.

Ağustos ayında sanayi üretimi yüzde 2,2 düzeyinde arttı. Yüzde 2,2 oranındaki artışın, ülkemizin genel büyümesine çok fazla katkısı olmayacaktır. Sanayide yüzde 7-8’ler düzeyinde üretim artışına ihtiyacımız var.

Kapasite kullanım oranları mevcut üretim kapasitemizi kullanmadığımızı gösteriyor. Ülkemiz sanayinin, iç ve dış talebin canlanması ile çok daha fazla üretim artışı yapma gücü var. Beklentimiz yapısal reformlarla bu gücün kullanılmasıdır.

-ENFLASYON

2016 için yüzde 7,5, 2017 için yüzde 6,5, 2018 – 2019 yılları için yüzde 5 olarak hedeflendi. 2016 yılı için hedeflenen yüzde 7,5 düzeyindeki enflasyonda değişikliğe gidilmemiş ve bu hedefe ulaşılabilir görünüyor.

Diğer taraftan enflasyonun yüzde 5’ler seviyesinde hedeflenmesi memnuniyet vericidir. Enflasyon düşerse faiz düşer. Düşük faiz de daha çok yatırım anlamına geliyor. Bu bakımdan enflasyonun düşmesini önemsiyoruz.

Eylül ayı enflasyon verilerine baktığımızda TÜFE yüzde 7,28, ÜFE yüzde 1,78 olarak gerçekleşti. Enflasyondaki düşüşün iç tüketimdeki daralmadan kaynaklandığını düşünüyoruz.

Bu da 15 Temmuz darbe girişiminin ekonomideki olumsuz daraltıcı etkisinin netleştiği anlamına geliyor.

-İHRACAT

İhracat hedeflerine baktığımızda 2016’da 143,1 milyar dolar, 2017’de 153,3 milyar dolar, 2018’de 170 milyar dolar, 2019’da 194,1 milyar dolar olduğu görülüyor. Bu durumda aylık ortalamaların 2016’da 11.9 milyar dolar, 2017’de 12,8 milyar dolar, 2018’de 14,2 milyar dolar, 2019’da da 16,1 milyar dolar olması gerekecek. Zaten biz de sık sık aylık ortalama 13-14 milyar dolar ihracat yapmamız gerektiğini söylüyoruz. Ne yazık ki son iki yıldır; aylık 11-12 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyoruz.

İhracatımızı artırmak için orta düzeydeki üretim teknolojimizi, daha üst seviyelere çıkarmamız gerekiyor. Katma değerli üretime geçmeden, ekonomide sürdürülebilir büyümeyi sağlayamayacağımızı biliyoruz.

-AR-GE REFORM PAKETİ

Son açıklanan Ar-Ge Reform Paketi, tasarım merkezlerini de destekliyor. Firmalarımız için bu destekleri birer fırsat olarak görüyoruz.

-CARİ AÇIK

Cari açık hedeflerine baktığımız zaman 2016’da 31,3 milyar dolar, 2017’de 32 milyar dolar, 2018’de 31,7 milyar dolar, 2019’da 31,2 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Bu arada Ağustos’ta yıllık cari açığımız da 31 milyar dolara yükseldi. Çünkü turizm gelirlerinin katkısı yüzde 42 azaldı. Eylül ayında da yıllık cari açığın yükselmesini bekliyoruz.

-İŞSİZLİK

İşsizlik hedeflerine baktığımızda da 2016 yüzde 10,5, 2017’de yüzde 10,2, 2018’de yüzde 10,1, 2019’da yüzde 9,8 oranlarının hedeflendiğini görüyoruz. Bunları da makul oranlar olarak görüyoruz.

-BÜTÇE DENGESİ

Orta Vadeli Program’da bütçe dengesine yönelik hedefler var. Buna göre 2016’da 34.5 milyar lira, 2017’de 46,9 milyar lira, 2018’de 44,3 milyar lira ve 2019’da 40,1 milyar lira olan açık hedefleri tutturulduğu takdirde bütçe açığının GSYH’ya oranı da 2016’da yüzde 1.6, 2017’de yüzde 1.9, 2018’de yüzde 1,6 ve 2019’da yüzde 1.3 olarak gerçekleşecek.

Bu arada 2016’nın 8 aylık döneminde fazla veren bütçenin kalan 4 ayda açık vermesi için kamu harcamalarının oldukça fazla artması gerekiyor. Nitekim bütçe eylülde 16,9 milyar lira, ocak-eylül döneminde de 12 milyar lira açık verdi. Buradan büyümeye esas katkının bütçe açığının artması ile yani, iç talepten geldiğini anlıyoruz.

DİĞER HEDEFLER

Orta Vadeli Program’da yer alan ve iş dünyasını ilgilendiren düzenlemelere bakacak olursak;

*İş uyuşmazlıklarını arabuluculuk müessesesi ile çözülmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak,

*Yargılama sürelerinin kısaltılmasına yönelik tedbir alınacak,

*Rekabet Kurumunun vermiş olduğu kararlara yönelik uzlaşma müessesesi kurulacak,

*Firmalara ihracat artış oranına bağlı olarak prim desteği verilecek,

*Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunları yasalaştırılacak,

*Çıraklık eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alınacak,

*Mesleki ve teknik eğitim reformunu yaparak ekonomimizin üretim gücü ve niteliği artırılacak,

*Sanayide yerli üretimin kamu alımları yoluyla destekleyecek programlar uygulamaya konulacak,

*Enerji verimliliğini artıracak uygulamalar yaygınlaştırılacak.

İş uyuşmazlıklarının çözümüne ilişkin düzenlemeler bizleri sevindirdi.

Burada İstanbul Tahkim Merkezini bir fırsat olarak görüyorum. Türkiye’ye yatırım çekebilmek için tahkim merkezinin büyük önemi var.

Ayrıca, yapılan düzenlemelerde ihracatçıya prim desteğinin verilmesini memnuniyetle öğreniyoruz. Büyümenin yolu üretim ve ihracatla mümkün. Diğer taraftan ihracatın artırılmasında, eğitimi çok gerekli bir zorunluluk olarak gördüğümüzü belirtiyorduk. Bu bakımdan mesleki ve teknik eğitim reformunu önemsiyor, bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz.

İş dünyası olarak genel hatlarıyla yeni dönem OVP’yi destekliyoruz. Yeni OVP’nin yatırımlara ivme kazandıracağını bekliyoruz.

Tüm bu olumlu gelişmelere, alınan tedbirlere ve reformlara karşılık, ilk olarak Temmuz ayında uluslararası kredi ve derecelendirme kuruluşlarından S&P ve daha sonra Moody’s, Türkiye’nin notunu “yatırım yapılabilir” seviyenin altına düşürdü.

Neyse ki Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR, Türkiye’nin kredi notlarını BBB-, not görünümlerini de “durağan” olarak teyit etti. Tabii S&P ve Moody’s’in kararlarını tamamen siyasi olarak değerlendiriyoruz. Not düşürülmesine konu olacak kabul görmüş ekonomik veriler belli: büyüme oranı, bütçe açığı ve cari açık.

Ülkemize ait bu verilerin derecelendirme açısından pozitif algılanması gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemize yabancı sermaye çekmek için derecelendirme kuruluşlarının verdiği not kuşkusuz önemli. Notun düşmesi aslında portföy yatırımlarına verilen sinyal.

Esas ve kalıcı olan doğrudan yabancı sermaye yatırımıdır ki onlara sinyali biz vermeliyiz. Bu nedenle Türkiye’nin yapması gereken; ekonomik reformların yanı sıra, hukukun üstünlüğü ilkesine de uyumlu davrandığını göstermek olmalı.

Ülkemize ait bu verilerin derecelendirme açısından pozitif algılanması gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemize yabancı sermaye çekmek için derecelendirme kuruluşlarının verdiği not kuşkusuz önemli. Notun düşmesi aslında portföy yatırımlarına verilen sinyal.

Esas ve kalıcı olan doğrudan yabancı sermaye yatırımıdır ki onlara sinyali biz vermeliyiz. Bu nedenle Türkiye’nin yapması gereken; ekonomik reformların yanı sıra, hukukun üstünlüğü ilkesine de uyumlu davrandığını göstermek olmalı.

Başkan Zeytinoğlu, Başbakan Yıldırım’ın da katıldığı 9. TOBB Ticaret ve Sanayi Şurası’nda taleplere sözcülük yaptı

*İlimizin ulaşım sorunlarına değinerek; limanlarımızın ve OSB’lerimizin yük taşımacılığı için demiryolu bağlantısını ve personel taşınması için Gebze ve İzmit’e Marmaray hattının getirilmesini,

*Güney Otoyolu projesinin 2017 yılında ihale edilmesini,

*Körfez İlçemizin 3. Köprü Otoyoluna bağlanmasını,

*Bu yatırımların finansmanı için mevcut il yatırım harcamalarının, İlimizde üretilen katma değer ile orantılı olmasını,

*Petrol dışı ürünlerin depolandığı antrepolarda millileşmeyen ürünler için uygulanan teminat oranının düşürülmesini,

*Cengiz Topel havaalanımızdan 3-4 İlimize günlük düzenli seferlerin yapılmasını,

*İlimizde kentsel dönüşümün hızlandırılmasını ve

*Son olarak; Meslek liselerindeki devlet desteğinin öğrenci başı 10 bin TL’ye çıkartılmasını talep ettik.