Kocaeli Sanayi Odası ve Dünya Gazetesi işbirliği ile ‘İkiz Dönüşüm ve Yeşil Mutabakat’ konulu panel düzenlendi. Uzman konuşmacılar, konuya ilişkin detaylı bilgi verdi, soruları yanıtladı
Kocaeli Sanayi Odası (KSO) organizasyonunda ve Dünya Gazetesi işbirliğiyle “İkiz Dönüşüm ve Yeşil Mutabakat” konulu panel düzenlendi. Dünya Gazetesi NBE Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panel Panele konuşmacı olarak; Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı, Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürü Dr. Mehmet Yurdal Şahin, Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Ticaret Uzmanı Demet Işıl Karakurt ile İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas katıldı.
İLİMİZİ DEĞERLİ KILAN…
Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, KSO Meclis Başkanı Hasan Tahsin Tuğrul ile KSO Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra iş dünyasından yetkililerin katılım gösterdiği panel Zeytinoğlu’nun açılış konuşması ile başladı. Zeytinoğlu, Kocaeli ve KSO’nun verilerini paylaşarak, “Odamıza kayıtlı yaklaşık 3.500 firmanın 326’sı yabancı sermayelidir. bu yüzde 10 civarına tekabül ediyor ve sanıyorum ki Türkiye’nin başka şehrinde bu serece bir yabancı sermaye yatırımı yok. Bu oranda Almanya sermayeli firma sayısı ise 68’dir. Otomotiv sanayinin yüzde 39,3’ü, kimyanın yüzde 27’si ve metal sanayinin yüzde 19’u ilimizde üretilmektedir. Bu 3 sektör Kocaeli’nin lokomotif sektörü. İlimizi yabancı sermaye için bu kadar değerli kılan kanaatimce 35 liman ve ilkele bulunması. Bu limanlardan geçen yıl elleçlenen yük miktarı 81,3 milyon ton. Bu da bizi Türkiye’de birinci Avrupa’da 7’nci liman kenti yapıyor.
DIŞ TİCARET PAYIMIZ
İlimizde 14 organize sanayi bölgesi, Türkiye’nin tek bilimsel araştırma merkezi olan TÜBİTAK-MAM, ilk etabı tamamlanan Bilişim Vadisi ile 5 Teknopark, Ulusal Test Merkezi – TSE, 2 Teknoloji Transfer Ofisi ve 3 üniversiteyi ilimizde barındırıyoruz. İlimizin bir diğer özelliği Türkiye’deki ilk 500 sanayi firmasının 84’ünün ilimizde üretim yapması. İlk 1000’de ise 138 işletmemiz var. Bu da bizim açımızdan çok prestijli bir durum. Dış ticaret rakamlarımızdan bahsetmek istiyorum. İlimizde üretim yapan firmaların 2021 yılı ihracatı 33,5 milyar dolar. Türkiye ihracatındaki payımız yüzde 14,8. İthalatımız ise 59,2 milyar dolar. İthalatımızın yüksek olmasının nedeni Türkiye’nin hidrokarbon ithalatının çok büyük kısmının ilimizden yapılması. Türkiye dış ticaretindeki payımız ise yüzde 18,6. Bizi diğer illerden ayrıştıran bir diğer özelliğimiz topladığımız vergi miktarı. İstanbul, İzmir ve Ankara’dan sonra toplanan vergilerin yaklaşık yüzde 10’unu karşılayan dördüncü iliz. Petroldeki ÖTV rakamlarının değiştirilmesi vasıtasıyla 2023 yılında vergi oranımız bizi tekrar ikinci sıraya taşıyacaktır.”
YEŞİL MUTABAKATIN ÖNEMİ
Ardından panel konusuna ilişkin görüşlerini paylaşan Zeytinoğlu şunları kaydetti: “İklim değişikliğinin etkilerinin son yıllarda küresel ölçekte güçlü bir şekilde gözlenmesiyle birlikte, Yeşil Mutabakat ve dijital gündem AB için en temel iki öncelik haline geldi. En önemli ticaret ortağımız olan AB’nin, 2019’da açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında; 2050 yılında karbon-nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koyması, yeşil dönüşüm politikalarına ivme kazandırdı.
İYİ ÇALIŞIP UYGULAMAYA ALMALIYIZ
Ayrıca, AB bu hedef doğrultusunda, doğa dostu teknolojilerin geliştirilmesi gibi çeşitli hedef kategorileri belirledi ve bu alanların gelişmesinin desteklenmesi için fonlar ayırdı. Bu çerçevede uluslararası ticarette; üretim yöntemleri, ürün standartları ve iş yapma biçimlerinin hızla değiştiğine şahit oluyoruz. Hem aday ülke hem de ticari işbirliğimiz açısından Türkiye’yi etkileyecek olan AB Yeşil mutabakatını; tarımdan sanayiye, çevreden, dış politikaya her alanda iyi çalışıp, uygulamaya almamız gerekiyor.
TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ TİCARİ PARTNERİ
AB ile olan ticari işbirliğimiz açısından konunun önemi noktasında kısaca AB ile olan ticaretimize değinerek sözlerime devam etmek istiyorum. AB, Türkiye’nin birinci ticari partneri; Türkiye ise AB’nin altıncı ticaret partneri. AB ve Avrupa kıtasındaki ülkeleri topladığımız zaman Avrupa pazarına olan ihracatımız, toplam ihracatımızın yüzde 55’ine denk geliyor. Ayrıca, 271 milyar dolarlık toplam mal ithalatımızın 85 milyar dolarlık kısmını, ki bu 31,5’lik pay oluyor, AB’den gerçekleştirdik.
YEŞİL YATIRIMLARIN ÜLKEMİZE ÇEKİLMESİ
AB, geçen yıl 93 milyar dolar ile ihracatımızdan yüzde 41,3 oranında pay alarak, toplam ihracatımızda ilk sırada yer aldı. Dolayısıyla, AB tarafından açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile öngörülen kapsamlı değişikliklere hızlıca uyum sağlamamız; ülkemizin küresel tedarik zincirlerine sağladığı entegrasyonun güçlendirilmesi ve yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi bakımından da büyük önem arz ediyor.
YEŞİL MUTABAKAT HAZIRLIKLARI
Bildiğinizi gibi, Avrupa Komisyonu’nun iklim krizi ile mücadele başta olmak üzere sürdürülebilirlik konularında kararlılığını ortaya koyan önlemler paketini açıklamasının ardından, Ticaret Bakanlığımız, bir yol haritası niteliğinde olan Yeşil Dönüşüm Eylem Planını yayınladı. Eylem planı kapsamında yer alan hedef ve faaliyetlerin etkin bir şekilde yürütülmesi önemli. Biz de TOBB olarak bu sürece özel sektörü temsilen katkı vermeye devam ediyoruz. Ayrıca, geçtiğimiz süreçte, Paris İklim Anlaşmasının meclisimizde onaylaması ve 2053 için iklim nötr olma hedefinin kabul edilmesi de; ülkemiz için sevindirici bir gelişme oldu. Özellikle sınırda karbon düzenlemesinin sanayicilerimizi fazla etkilememesi ve bizlerin önlem alması içim fırsatlar ve tehditler olduğunu biliyoruz. Ticaret Bakanlığımızın çalışma yaptığını biliyoruz, AB’ye oyumlu uyumlu bir ETS sisteminin bir an önce hayata geçmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yeşil mutabakata uyum için değişim yaparken fonlara ihtiyacımız olduğunu da paylaşmak istiyorum.”
SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR SANAYİ…
Panele konuşmacı olarak katılan Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Ticaret Uzmanı Demet Işıl Karakurt, AB’nin ekonomisini sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekillendirdiğinden, sanayi üretiminden tarım üretimine, enerji yönetimine, ulaştırmadan bina yönetimine kadar birçok alanı yeniden kurguladığından bahsetti. Karakurt, “AB, sanayisini daha sürdürebilir, karbon emisyonu daha az, ürün üretimini tasarımdan nihai atık yönetimine kadar döngüsel, yaşam boyu analizleri dikkate alarak tekrar şekillendiriyor. Bizim gündemimizin meşgul eden kısım sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasına ilişkin tasarı” dedi.
AB YOL GÖSTERİCİ OLACAK
Sanayicilere ve firma sahiplerine seslenen Karakurt, “Birçoğunuzda emisyonlarımızı nasıl ölçeceğiz, hangi yöntemlerle ölçeceğiz, nasıl sertifikalandıracağız diye düşünebilirsiniz. Sadece şunun altını çizmek isterim ki metodoloji tam anlamıyla net olarak önümüzde değil. AB’nin emisyon ticaret sistemi kapsamındaki uygulamalar bize yol gösterici olabilir. Ama bu mekanizma onun aynası olacak şekilde tasarlanmaya çalışılıyor. Durumun netleşmesini beklemekte fayda var” dedi.
29 ADET KARAR 14 TEBLİĞ DEĞİŞTİRDİK
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürü Dr. Mehmet Yurdal Şahin ise teşvik sisteminden bahsederek, “2012 yılından bu yana 29 adet karar ve 14 adet tebliğ değişikliği yaptık. Bu değişikliklerin tamamı yatırımcıların lehine oldu. Bunların içinde yeşil mutabakatla ilgili, ona uyum sağlayabilecek çevre kaygısı ya da çevre yatırımlarını daha ön plana çıkaracak düzenlemeler de var” diyerek bölgesel teşvik uygulamaları, öncelikli yatırım konuları, stratejik yatırımlar ve genel teşvik uygulamalarından bahsetti.
FİNANSAL DESTEKLERİ ANLATTI
Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan da Kocaeli’nin üretim üssü olduğundan bahsederek, “Kocaeli, Türkiye’nin en önemli şirketlerinin yer aldığı bir kent. Dijital dönüşüm ve yeşil mutabakatı en sağlıklı tartışabileceğimiz kentlerden biri Kocaeli. AB’de yaşanacak bir dönüşüm en fazla sanayiciyi ve üreticiyi etkiliyor. Dolayısıyla en fazla etkilenecek şehirlerden biri de Kocaeli. Yeşil mutabakatın en önemli ayaklarından biri de finansal destek. AB’nin yeşil mutabakatı ilan edene kadar ortalama yıllık bütçesi 150-160 milyar euro civarındaydı. Yeşil dönüşüm AB’nin finansal anlamda da dönüşüm yarattığı bir çalışma oldu. Yedi yıllık yaklaşık bir trilyon euro’luk bütçesini iki trilyon euro’ya çıkardı. Türkiye olarak bu iki trilyonluk pastadan üye ülkeler gibi faydalanamıyoruz” diyerek finansal desteklerden bahsetti. Özcan, yeşil dönüşüm hibelerini önümüzdeki dönemde duyuracaklarını kaydetti.
YEŞİL DÖNÜŞÜM AB İÇİN HAYATİ
İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Dr. Çiğdem Nas ise yeşil dönüşümün AB için hayati bir konu olduğunu söyleyerek, “Enerji krizi sebebiyle bundan vazgeçilebileceğini düşünmüyoruz. Aslında enerji krizi yeşil mutabakatın neden bu kadar önemli olduğunu da ortaya koymuş oldu. Artık yeni bir enerjiye geçiş takviminde hızlanma var. Öte yandan enerji krizi sadece Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle de ortaya çıkmadı. İklim değişikliğinin de yaz aylarında Avrupa için zorluklar yarattığını gördük. Aslında yeşil mutabakatı doğuran iklim değişikliğinin de enerji krizine yol açtığını ve aslında buna da en temel çözümün yenilenebilir çevre dostu enerjiye geçiş olduğun da görmek lazım” dedi. Avrupa pazarının kurallarının değiştiğinden söz eden Nas, Türkiye’nin de bu değişimin içinde yer alması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Verimli geçen panel merak edilen soruların yanıtlanmasının ardında son buldu.