Kocaeli Sanayi Odası Temmuz ayı Meclis toplantısı Meclis Başkanı Hasan Tahsin Tuğrul Başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantı öncesi demokrasi şehitleri için saygı duruşu, ardından hep birlikte İstiklal Marşı söylendi. Toplantıya, konuk konuşmacı olarak, Şikago Türk Ticaret Merkezi Direktörü Eray Ütücü ve Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Oral Erdoğan katıldı.
KSO Meclis toplantısında konuşan Başkan Zeytinoğlu, “Geçtiğimiz Cuma akşamı Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızan, aynı vasfı taşımayan bir grup tarafından, demokrasimize yönelik yapılan eylemler, Türk milletin her kesiminin demokrasiyi korumak adına birlikte gösterdiği mücadele ile başarılı bir şekilde önlenmiştir. Hepimize geçmiş olsun. Gün birlik olup, daha fazla çalışıp, daha fazla üretme günüdür. Buradan tüm sanayicilerimize yatırım yapmaları için çağrıda bulunmak istiyorum.” dedi.
Konuşmasında önce küresel ekonomi ve ardından Başbakan tarafından açıklanan Ekonomik Teşvik Paketi ile ilgili değerlendirmeler yapan Zeytinoğlu, uluslararası firmaların Türkiye’yi üs seçmesine yönelik destekler ve yerli sanayinin desteklenmesine ilişkin teşviklerin ülkemiz adına önemini vurgulayarak teşvik paketindeki diğer konular hakkında bilgi aktardı. İhracata yönelik üretimi destekleyen ürün tercihlemesine yönelik teşviklerin öne çıkarılmasının yararlı olacağına inandıklarını belirtti.
Devamında ekonomik değerlendirmelerde bulunan Başkan Zeytinoğlu, sürdürülebilir büyümenin ihracata dayanması gerektiğini vurgulayarak, “Tüm olumsuzluklara rağmen bu yıl ilk çeyrekte yüzde 4,8 büyüdük. İhracat performansımız bu yıl da istediğimiz düzeyde değil. İç tüketim ve devlet harcamalarıyla büyüdüğümüzü görüyoruz. İhracata dayalı büyüme Türkiye için daha sağlıklı olacaktır.” dedi.
Haziran ayında 11,8 milyar dolar ihracat yapıldığını belirten Zeytinoğlu, “Haziran ayında ihracatımızdaki yükselişte Avrupa ülkelerinin ekonomisindeki iyileşmenin etkisi olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki aylarda İsrail ve Rusya ile olan ilişkilerimizin normalleşme sürecinin ihracata ivme kazandıracağını bekliyoruz.” dedi.
Zeytinoğlu, Haziran ayı bütçe rakamlarına ilişkin 7,9 milyar TL açık vermemize rağmen yılın ilk yarısına baktığımızda 1,1 milyar TL bütçe fazlası olduğunu söyledi. İşsizlik oranının yüzde 9,3 olarak tek haneli rakamlara indiğini ve mevsimsel olarak birkaç ay daha gerileyebileceğini belirtti.
Geçtiğimiz ay faaliyetleri hakkında bilgi aktaran Zeytinoğlu Eylül ve Ekim aylarında gerçekleştirmeyi planladıkları yurt dışı organizasyonları hakkında bilgi vererek sözlerine son verdi. (KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun tam konuşma metni için tıklayınız)
Şikago Türk Ticaret Merkezi Direktörü Eray ÜTÜCÜ
Toplantıda ilk konuk konuşmacı olan Şikago Türk Ticaret Merkezi Direktörü Eray Ütücü, Şikago Türk Ticaret Merkezi ve yapılan işler hakkında bilgi aktarımında bulundu.
Eray Ütücü ABD ile iş yapma olanaklarına ilişkin olarak , “ABD’nin hem uzak olmasından hem de Türkiye’nin ihracatında Avrupa’nın önemli bir yere sahip olmasından dolayı Amerika’ya potansiyelin altında bir ilgi var. Amerika’da çok fazla etnik grup var. Dolayısıyla Avrupa’ya ne satıyorsanız Amerika’ya da çok rahat satabilirsiniz. Kurallara uyulduğu sürece, zaten her şey kayıt altında olduğu için sanayiciler işlerini çok rahat halledebilirler.” dedi.
Amerika’yla iş yapabilmek için en büyük kriterin yerleşik bir düzenin olmasına dikkat çeken Ütücü, “Belli zamanlarda eleman gönderip yapılan müşteri ziyaretleri ya da fuarlarla belli bir yere kadar gelinmektedir. Bir sonraki aşamada müşterileriniz sizden orada bir ofis veya temsilciliğinizin olmasını talep edecektir.” dedi.
Ütücü, Amerika için mutlaka pazar araştırması yapıp daha detaylı ve somut verilerle bilinçli olarak pazara girilmesini tavsiye etti.
Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral ERDOĞAN
Toplantıda ikinci konuk konuşmacı olan Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Oral Erdoğan dünya ekonomisine ilişkin, “Dünya ekonomisi 2016’da ortalama yüzde 3 civarı büyüme yapacak. Bazı ülkeler çok olumlu durumda bazıları için ise çok ciddi tehlike çanları çalıyor. Olumlu yönde gördüğünüz en önemli ülke Amerika Birleşik Devletleri. Ekonomisini istikrarlı hale getirdi. İşsizlik oranını yüzde 5’lere düşürdü. Enflasyon oranı yüzde 1’in altında seyrediyor. Faiz oranları çok cazip. Orta ve uzun vadeli yatırımlar için şuanda Amerika Birleşik Devletleri cazip konumda bulunuyor. Amerika tarafı bu şekilde gelişirken Avrupa Merkez Bankası tarafında ise işler iyi gitmediği için genişlemeci politika devam etmekte. Avrupa Merkez Bankasının aktif toplamı iki yıldır ciddi bir artış trendi yaşıyor ve toparlanmanın zor olduğu görülüyor. Bir süre daha parasal genişlemeye devam etme olasılığı çok yüksek.” dedi.
Konuşmasında, “Doların değer endeksiyle emtia arasında da uzun süredir ciddi bir ilişki var. Görünen o ki dolarda bir süredir yaşanan düşük seyir aslında petrol fiyatlarının düşük seyir arzusundan kaynaklı. Petrol fiyatlarının düşük seyretme süreci petrolle ilgili zararda bulunan firmaları kurtarma anlamında ciddi bir hamle diye söyleniyor.” dedi.
“PMI endeksi, üreticilerin ne kadar üretmeye istekli olduğuna dair bir endekstir. Aynı zamanda beklenti endeksi diyebiliriz. Bu endekse baktığımızda Amerika tarafında işlerin gayet iyi gittiği görülmektedir. Avrupa tarafında ise olumsuzluktan olumluluğa dönüş sinyali görünüyor.“ dedi.
Türkiye ile ilgili olarak, “Türkiye’nin kredibilitesini düşürecek bir gelişme yok. Kredibilite açısından bakılan üç ayak vardır. Birisi cari denge tarafı. Cari açığımız düştü. Dış ödememe anlamında ciddi bir sorun yaşama ihtimalimiz zayıf. Bütçe açığı tarafına baktığımızda fazlamız var. Şuanda yüzde 1,5-2 civarında bütçeden gider arttırabilecek ve ekonomik sıkıntıları bertaraf edebilecek, motivasyonu arttıracak güce sahibiz demek. Bunun da derecelendirme açısından pozitif algılanması gerekiyor. Ve üçüncü olarak ekonomik büyüme açısından bakıldığında, büyüme hızında dünyada ilk beşteyiz.” dedi.
Darbe girişiminden sonra ülkemizin döviz açısından çok hızlı toparlandığını fakat borsa tarafında sert hareket olduğunu belirten Oral Erdoğan, “Sığ piyasalarda rekabet etmek zordur. 2013 yılında hane halkı mevduatlarının döviz oranı yüzde 23 iken bugün yüzde 40’larda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla dövizle krize karşı pozisyon alınmış. Geçmiş dönemlerde kriz etkileri 3 günden aşağı sürmezken bugün öyle olmadığını görüyoruz. Ana faktör güven. Piyasalarda krize götüren ana unsur güven sarsılmasıdır. Türkiye’nin ekonomik çöküşe gitme olasılığı ancak ve ancak güvenin sert bir şekilde kırılmasıyla olur.” dedi.